22. Hukuk Dairesi 2019/8998 E. , 2020/439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait iş yerinde 1988-2010 yılları arasında işe başladığını, işe başladığı tarihten itibaren ... - ... Sendikası üyesi olduğunu ve 2010 yılında işyerinden ayrıldığını, ilk işe girdiğinde mevsimlik işçi kadrosunda işe alındığını ve yaptığı iş aynı kalmak suretiyle asıl kadroya geçirildiği,bu nedenle ücret farkı alacağı ile izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 2017/11850 esas sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozmaya uymak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma ücreti alacağı yönünden kurulan hükmün davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edip etmediği uyuşmazlık konusudur.Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istkirar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki easaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa’nın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen "usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmakadır.Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, karar kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptal edilirse usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (HGK"nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Mahkemeleri Usulü-6.Baskı, cilt 5, 2001).Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.Somut olayda, Mahkemece verilen kararın davalının temyizi üzerine Dairemizin 18.04.2018 tarih, 2017/11850 Esas 2018/8980 Karar sayılı ilamı ile “...hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak 16.05.1998-31.10.2010 tarihine kadar 3110 gün çalışmasının bulunduğunu, bu çalışmaya karşılık olarak her iki yılda bir derece ve her yıl bir kademe alacağını, buna göre işten ayrıldığı tarihte derece kademesinin 10/22 olarak tespiti gerektiği belirtilerek alacak hesabı yapılmıştır.İdare tarafından emsal gösterilen işçinin ücretine göre hesaplama yapılmış ise de, söz konusu emsal intibak çizelgesinin davacının çalıştığı pozisyon ve derecesi ile bağlantısı bulunmamaktadır. Mahkemece, davacının mevsimlik işçilikte geçirdiği süreye emeklilik tarihi itibari ile yürürlükteki Toplu İş Sözleşmesi gereği kademe ve derecesi belirlenerek, emeklilik tarihinde 10 derece 13 kademeden emekli olan ve iş makinesi şoförü olan davacının emeklilik tarihinde ve uyuşmazlık konusu alacakların hesaplanması gereken dönemdeki kıdem ve derecesi belirlenmeli, davalı işyerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesi gereğince de davacının ilerleyebileceği son derece ve kademe belirlenip bu husus gözardı edilmeden açık ve denetime elverişli bir hesap yapılmalıdır.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılamada, bozulan kararda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının 2.552,05 TL ücret farkı ile 1.192,66 TL yıllık izin alacağının bulunduğu tespit edilmiş, davacının ıslahının olmaması nedeniyle talep gibi karar verilmiştir. Bozma sonrasında ise alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı davacının 5.067,58 TL ücret farkı ile 1.559,16 TL yıllık izin alacağının bulunduğunun tespit edildiği ve talep gibi karar verildiği anlaşılmış olup Mahkemece davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.