11. Hukuk Dairesi 2017/1674 E. , 2018/7236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen17.10.2016 tarih ve 2015/104 E. - 2016/307 K. sayılı kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 08/02/2017 tarih ve 2017/84-2017/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin 01, 03, 04, 29, 30, 31, 32. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 150485 sayılı "...", sayılı "...", ... sayılı "...+Şekil", ... sayılı "...+ Şekil", ... sayılı "...+ Şekil", 2000/... sayılı "... YAĞI", 2001/20895 sayılı "...+Şekil", 2003/03614 sayılı "... ...+ Şekil", 2003/... sayılı "... ÇAY ... ÇAY ...+Şekil", 2010/32118 sayılı "...+ Şekil" ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin "...+Şekil” ibareli marka tescil başvurusuna iltibas ve markalarının tanınmışlığından faydalanma sebeplerine dayalı olarak yapılan itirazın, ... ... tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davalı şirketin müvekkili şirketin tanınmış markası olan "TORUN" ibaresini kullanmasının önlenilmesini ve 556 sayılı KHK"nın 9/2. maddesindeki durumlardan hangisinin mevcut olduğunun tespitini ve yasaklama kararı verilmesini, ... ...’nın, 19.02.2015 gün ve 2015-M-776 numaralı kararının iptalini, tescili halinde markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini istemiştir.
Davalı ... vekili, ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ... San. ve Tic. A.Ş. vekili, davalı şirketin soğutma ve ısıtma sistemleri, otomotiv gibi alanlarda üretim yaptığını, gıda ile ilgili işleri olmadığını, başvuru konusu marka ile davacı markalarının farklı mal ve hizmetler içerdiğini, karıştırılma olasılığının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının "..." ibareli markalarıyla davalının "...+Şekil" ibareli başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olsa da davalı başvurusunun 40. sınıfta, "adi metallerin işletme hizmetleri" için yapıldığı, davacının ise 40. sınıfta tescilli markasının bulunmadığı, başvurunun kapsadığı hizmetlerle aynı/aynı tür veya benzer malların veya hizmetlerin itiraz gerekçesi markaların kapsamında bulunmadığı ve başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı, gerek bütünsel açıdan ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında taraf markaları arasında karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimalinin oluşmayacağı, davacı markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle davalının 40. sınıfta "Adi metallerin işletme hizmetleri" marka başvurusuyla, bu emtialar yönünden haksız bir yarar sağlayabileceğinin, davacının tanınmış markasının itibarına bu yönde zarar verebileceğinin, onun ayırt edici karakterinin zedelenebileceğinin davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilince temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.