11. Hukuk Dairesi 2017/1503 E. , 2018/7240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/12/2016 tarih ve 2016/93 E-2016/169 K. sayılı kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 14/02/2017 tarih ve 2017/96-2017/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının tanınmış ve sektörde bilinen bir şirket olup müvekkiline ait "..." esas unsurunu ihtiva eden markalarının 2004 tarihinden itibaren 29. sınıfı da kapsayacak şekilde ... nezdinde tescilli olduğunu, davalı şirket adına tescil edilen "... " markasının davacı şirket adına kayıtlı birçok marka ile karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğunu, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli tescili ile markayı kullanım şeklinin iltibasa neden olduğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 2011/117243 tescil numaralı "... " ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu "... " markasının davalının seri markalarından biri olup toplumda tanınmışlık düzeyine eriştiğini, davacı markası ile aynı ya da benzer bulunmayıp özgün olduğunu, "... " markasının aidiyeti bakımından tüketici nezdinde tamamen bir "..." markası olduğu yönünde hiçbir tereddüt bulunmadığını, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markalar bir bütün olarak incelendiğinde davalı markası ile davacı markasının birbirinden tamamen farklı olduğunun görüleceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derecece mahkemesince, davacının "..." esas unsurunu tek başına ve logolarla birlikte taşıyan marka tescillerinin 1995 ve 2000 tarihinden beri ..."de kayıtlı olduğu, süt ve süt ürünleri alanında "..." esas unsurlu markaların davacıya tarihsel öncelik tanıdığı gibi kullanımla da itibar sağladığı, bu markalar bakımından markanın esas unsuru olan "..." ibaresinin ayırt edicilik taşıdığı ve ilk kez 2000 yılında yapılan bir başvuru ile öncelik elde edildiği,
2000/06348 nolu davacı markasının 29. sınıfta süt ve süt ürünleri için tescilli olduğu, yine 2004/ ... nolu "..." ibareli markanın 5, 29, 30, 31 ve 32. sınıfta kayıtlı bulunduğu, markanın tüm unsurunun "... ibaret olup süt ve süt ürünlerinde tescillendiği, davacının çok sayıda süt ve süt ürünleri alanında "..." unsurlu markalarının olması ve markaların kullanılması nedeniyle elde ettiği bir itibar alanı bulunduğu, davalının ise aynı esas unsuru "..." eki ile birlikte tescillediği, bununla birlikte fiili kullanımın "..." ekinden ziyade "..." ibaresinin öne çıkarılması ile gerçekleştiğinin ürün görsellerinden anlaşıldığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas yaratan işaret ve mal benzerliklerinin tescilin reddi ve hükümsüzlük sebebi olduğu, dava konusu markanın gerek işaret gerekse mal bakımından yoğun bir benzerlik gösterdiği, davalının markayı "... " şeklinde tescillemiş olmasına rağmen "..." ibaresini ayrıştırarak daha küçük bir fon altında kullandığı, fiili kullanım bir yana tescil formunun dahi 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi kapsamında olduğu, davacının "..." ibaresinden ibaret markası davalı markasında aynen yer alıp emtianın da aynen çakıştığı, davacının iddialarının kanıtlanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 2011/117243 nolu "... " ibareli 29. sınıfta süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil) emtiada kayıtlı 28.12.2011 başvuru, 23.01.2014 tescil tarihli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesince, davalı markasının gerek işaret gerekse mal bakımından davacı markaları ile karıştırılmaya sebebiyet verecek kadar benzer bulunduğu, davalı markasının davacının "..." esas unsurunu ihtiva eden markalarının bir serisi olarak algılanabileceği gibi tüketiciler iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlasalar bile işletmeler arasında iktisadi veya yönetsel bir bağlantı olduğu düşüncesine kapılacakları, markaların bir bütün olarak işaret anlamında benzer oldukları gibi emtialarının da aynı olduğu, bu hususların değerlendirilmesinin hakimin hukuk bilgisi kapsamında kalıp, bilirkişi incelemesini gerektiren özel ve teknik bir bilgi niteliğinde olmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekili tarafınca yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.