21. Hukuk Dairesi 2014/20145 E. , 2015/855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 22/11/2010-23/02/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 22.11.2010-23.2.2011 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirket adına 1065507.038 ve 1065265.038 sicil numaralı işyerlerinin kayıtlı bulunduğu, 1065507.038 sicil numaralı işyerinin 30.06.2010 tarihinde 5510 Sayılı Yasa kapsamına alındığı,12.12.2010 tarihi itibariyle gayri faal olduğu, 1065265.038 sicil numaralı işyerinin ise 21.06.2010 tarihinde 5510 Sayılı Yasa kapsamına alındığı ve halen faal olduğu, davacı adına davalı işyerinden diğer davalı Kurum"a işe giriş bildirgesi verilmediği gibi sigortalı hizmet bildiriminde de bulunulmadığı,davacının tespit istemine konu dönemde başka bir işyerinde sigortalı çalışmasının da bulunmadığı,dinlenen bordro taıklarının halen davalıya ait işyerinde çalıştıklarının anlaşıldığı,davacı tarafça davalı şirket aleyhine 21.1.2011 tarihinde sol kolunun yanmasına sebep olduğu iddia edilen iş kazası nedeniyle maddi manevi tazminat istemli dava açıldığı,bu davanın yargılaması sonucu verilen hükmün Dairemizce iş kazasının tespiti davası açmak üzere davacıya önel verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verildiği,dosyanın halen derdest olduğu,aynı olay nedeniyle davacı tarafça Kayseri 1.Sulh Ceza Mahkemesine taksirle yaralamaya neden olmak suçundan davalı şirket ortaklarından .... hakkında şikayetçi olunduğu,Gebze Fatih Hastanesi"nin 4.8.2011 tarihli raporuna göre davacının sol kol ve dirseğinde yanık skarı mevcut olduğunun belirtildiği,...Hastanesi kayıtlarına göre ise davacının 14.1.2011 tarihinde sol kolda 1.derece yanık sebebiyle giriş yaptığı ve pansuman yapılarak taburcu edildiği,davacının müşteki sıfatı ile verdiği 20.06.2011 tarihli ifade tutanağına göre 21.1.2011 tarihinde gündüz vardiyasında çalıştığı sırada gece vardiyasında çalışan işçilerin teneke içine kızgın yağ koydukları, zeminin kaygan olması sebebi ile ayağının kayması nedeni ile düştüğü sırada sol kolunun kızgın yağın bulunduğu tenekeye girmesi sonucu yandığını, işyeri yetkilisi ....kendisini ... Hastanesi"ne götürerek tedavisini yaptırdığını beyan ettiği,Kayseri Adli Tıp Şube Müdürlüğü"nün 20.06.2011 tarihli raporuna göre davacının sol dirsekte 15x10 cm keloid dokusu,sol el bileğinde ve sırtında yanığa bağlı skar dokuları mevcut olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş;Kayseri 1.Sulh Ceza Mahkemesine ait 2011/555 Esas sayılı ceza dosyası ile Kayseri 2.İş Mahkemesi"nin 2014/39 Esas sayılı Tazminat dosyasındaki tüm delilleri birlikte değerlendirmek ve işverenin Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait dönem bordrolarında tespiti istenen dönemde çalışması bulunan diğer bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.