20. Hukuk Dairesi 2019/3501 E. , 2020/439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04/02/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacılar ... ve .... vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 16/06/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; ... Mevkiinde bulunan 13.700 m² yüzölçümlü, 287 parsel sayılı taşınmazın bir kısım mülkiyeti 4/24 pay oranı ile müteveffa ... ..., 70/2400 pay oranı ile ... ( ...), 1/24 pay oranı ile ... ( ...) ve 1/24 pay oranı ile ... adına kayıtlı iken davalı ... Hazinesi tarafından 04/11/2002 tarihinde taşınmazın öncesinin orman niteliğinde olduğu iddiasıyla tapusunun iptali ve orman vasfında Hazine adına tescili istemli açtığı davada Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/1204 E. - 2007/259 Karar sayılı kararı ile krokide taşınmazın (C) harfi ile işaretli 2.863 m² yüzölçümüne sahip kısmının vekil edenleri adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği ve kesinleştiğini ileri sürerek, TMK"nın 1007. maddesi gereğince taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle şimdilik 20.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak, taşınmazdaki hisseleri oranında vekil edenlerine verilmesini talep etmiş, 30/04/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talebini 116.448,68 TL"ye yükselterek, tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığı, davacıların iddia ettiği zararın murislerinin satın aldığını iddia ettiği şahıslara husumetin yöneltilmesi gerektiği, Hazineye husumet düşmediği, davanın konusunun tapu sicilinin tutulmasından doğmadığı savunmasıyla davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile; 2.6070,60 TL "nin davacılardan ..."e, 17.380,40 TL"nin ..."na, 6.517,65TL "nin, ..."a, 19.552,95TL"nin ..."a, 12.166,28TL"nin ..."na, 17.380,40 TL"nin ..."a, 17.380,40 TL"nin ..."a 29/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince; davacılar adına 13.700 m² yüzölçümlü ve zeytin bahçesi niteliğiyle tapu siciline kayıtlı 287 parsel sayılı taşınmazın 8.545 m² ve 2.863 m² (10/04/2007 tarihli bilirkişi raporu eki krokisinde B ve C ile işaretli bölümler) bölümlerinin Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, hükümde 2863 m² olarak belirtilen kısmın yüzölçümünün 3055 m² olarak tashih edildiği, hükmün dereceattan geçerek 29/12/2008 tarihinde kesinleştiği ancak hükmün henüz tapu sicilinde infaz edilmediği, her ne kadar TMK 705/2 maddesi gereğince mahkeme hükmünün kesinleşmesinden itibaren mülkiyet Hazineye geçmiş ise de, 6292 sayılı Yasanın 7/1-a maddesi uyarınca “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir” hükmü getirildiği, bu hüküm uyarınca kesinleşen mahkeme hükmünün infazının yapılmasından vazgeçilmesi yönünde amir düzenleme getirildiği, idarenin bu hususta takdir yetkisinin bulunmadığı da nazara alındığında tapunun davacının üzerinde kalacağı ve mahkeme hükmünün infazının anılan yasa hükmü uyarınca yapılmayacağından TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı davacıların uğradığı zararın oluşmadığı gözönünde bulundurularak A-)İstinaf başvuruları yönünden;
1-)Başvurucu davalı ... vekilinin Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/05/2018 gün 2016/295 E. - 2018/224 K. Sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
B- Davanın esasına ilişkin olarak; Davanın reddine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı ... vekili hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın tamamının değeri 417.129,75 TL olarak, dava konusu davacılara ait payların değeri 116.448,68 TL olarak belirlenmiş ve harcı tamamlanmıştır.
Dosya kapsamından:1965 yılında yapılan tapulama çalışmasında 287 parselin 13700 m2 yüzölçümü ve zeytin bahçesi niteliği ile ... ... adına tespit edildiği, tespite gerçek kişilerin itirazı üzerine taşınmazın hükmen ... ... mirasçıları adına 01/08/1968 tarihinde tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydına 07/02/1995 tarihinde Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmaktadır şerhi konulduğu, Hazine tarafından 4/11/2002 tarihinde tapu maliklerine açılan dava sonucu, Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkmesinin 2002/1204 E-2007/259 K sayılı kararı ile taşınmazın 10/04/2007 tarihli fen bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 8545 m2 ve (C) ile gösterilen 2863 m2"lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 29/12/2008 tarihinde kesinleştiği, 13/11/2009 tarihli tavzih kararı ile de (B) bölümünün yüzölçümünün 9118 m2, (C) bölümünün yüzölçümünün 3055 m2 olarak düzeltildiği, eldeki davanın ise 16/6/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemesince davacıların TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı zararlarının oluşmadığından bahisle yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmişse de, verilen karar dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Şöyle ki; Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1204 E-2007/259 K sayılı kararı ile, taşınmazın 10/04/2007 tarihli fen bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 8545 m2 ve (C) ile gösterilen 2863 m2"lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği
iş bu kesinleşen kararın hüküm fıkrasında (B) ve (C) bölümlerinin nitelikleri belirtilmemişse de, dosya kapdamında ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarından taşınmazın (B) ve (C) bölümlerinin yörede 1942 yılında yapılan orman tahdit çalışmasında tahdit içinde bırakıldıkları, 1988 yılında yapılan 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B çalışmasında ise taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, (C) harfi ile gösterilen bölümünün ise orman tahdidi içinde bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacı yanın dava dilekçesinde ve yargılama sırasında belirttiği üzere dava konusu yaptığı yer taşınmazın (C) harfi ile gösterilen ve tahdit içinde kalan kısmıdır. Nitekim dosya kapsamından taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 2/B lik alanda kalan bölümü davacı yanın 6292 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvuru üzerine davacılara iade edildiği, (C) bölümünün ise orman vasfı ile Hazine adına 3022 parsel olarak tescil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, 1965 yılında tapulama ile 287 parsel olarak kök muris adına tespiti ve tespite itiraz üzerine mirasçıları adına hükmen tescil ile 01/08/1968 tarihinde tapu kütüğünün oluşturulduğu, aynı gün intikal işlemi ile davacıların murisleri adına tescil edildikleri, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, daha sonra 29/12/2008 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile taşınmazın tapu kaydının (B) ve (C) bölümlerinin iptal edildiği, (B) bölümünün 6292 sayılı Kanun kapsamında tapu maliklerine iade edildiği, (C) bölümünün ise orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmekle TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının karşılanması gerektiği, bu yönüyle yerel mahkemece davacıların oluşan zararından Hazinenin sorumlu olduğuna ilişkin tespitinde isabetsizlik bulunmadığı kuşkusuzdur.
Tazminata konu 287 parselin (C) bölümünün 2/B vasfında olmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesi"nce, 2/B çalışması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu ve davacıların 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen haklardan yaralanabileceklerinden bahisle zararlarının oluşmadığı yönündeki değerlendirmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
O halde bölge adliye mahkemesince işin esasına girilerek, dava konusu taşınmazın niteliğinin ve değerinin ve davacıların oluşan gerçek zararlarının değerlendirme tarihine göre doğru tespit edildip edilmediğinin denetlenerek, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekili ve davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz istemininin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.540,00.- TL. vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, 6100 sayılı HMK"nın 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.