21. Hukuk Dairesi 2014/23125 E. , 2015/887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçirdiği süreleri borçlanma hakkı olduğunun ve yaşlılık aylığı koşullarının oluştuğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçirdiği süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespiti ve yaşlılık aylığı koşullarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçirdiği süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespiti talebi ile yaşlılık aylığı koşullarının tespiti talebinin tefrik edilmesine karar verilmiştir.
Davacının yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçirdiği süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespiti talebi ile ilgili olarak ... 3. İş Mahkemesinin 17/01/2014 tarih 2013/404 Esas ve 2013/1695 Karar sayılı kararı ile “Borçlanma yönünden davanın kabulüne, aksine Kurum işleminin iptali ile Borçlanma talebi yönünden davacının Türk vatandaşlığından çıkmadan önce yurt dışında geçiridiği çalışma süreleri arasında azami 1"er yıllık işsizlik sürelerini 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine,” karar verilmiş olup verilen karar Dairemizin 03/04/2014 tarih 2014/6155 Esas ve 2014/6703 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Davacının yaşlılık aylığı koşullarının tespiti talebi ile ilgili olarak eldeki davada mahkemece, davanın kabulüne, davacının borçlanma işlemini yapmak kaydı ile 01/10/1984 tarihi ile 4759 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 23/05/2002 tarihi arasında 17 yıl 7 ay 22 gün sigortası mevcut olmakla 506 sayılı Yasa"nın 4759 sayılı Yasa"nın 3.maddesi ile değişik geçici 81. maddesinin B/(f) alt bendine göre 25 yıllık sigortalılık süresini ve 48 yaşını doldurma, 5225 gün prim ödeme şartlarını yerine getirmesi halinde yaşlılık aylığına hak kazanabileceğine, karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Türkiye"de 506 sayılı Yasa kapsamında 01/10/1984-12/03/1990 tarihleri arasında sigortalılığının bulunduğu,..."da 01/02/1992 -03/04/1997 tarihleri arasında sigortalı olduğu, davacının 03/01/2013 tarihinde yurtdışı hizmetlerini borçlanma talebinde bulunduğu, Kurum tarafından davacıya verilen cevapta talep tarihinde Türk vatandaşı olmadığı için borçlanma işleminin yapılamadığının bildirildiği, davacının 03/01/1967 doğumlu olup Bakanlar Kurulunun kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği ve çıkma belgesini teslim aldığı 26/05/2003 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, ... 3. İş Mahkemesinin 17/01/2014 tarih 2013/404 Esas ve 2013/1695 Karar sayılı kararı ile davacının Türk vatandaşlığından çıkmadan önce yurt dışında geçirdiği çalışma süreleri arasında azami 1"er yıllık işsizlik sürelerini 3201 sayılı yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmiş ve verilen karar Dairemizin 03/04/2014 tarih 2014/6155 Esas ve 2014/6703 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş ise de davacının Kuruma yaptığı bir tahsis başvurusu bulunmadığı gibi Kurumun da yaşlılık aylığı bağlanması hususunda henüz çıkarmış olduğu bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının ilk olarak 3201 sayılı Yasa kapsamında yaptığı yurtdışı borçlanmasını tamamlaması gerekmektedir. Ayrıca, “davacının borçlanma işlemini yapmak kaydı ile 01/10/1984 tarihi ile 4759 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 23/05/2002 tarihi arasında 17 yıl 7 ay 22 gün sigortası mevcut olmakla 506 sayılı Yasa"nın 4759 sayılı Yasa"nın 3.maddesi ile değişik geçici 81. maddesinin B/(f) alt bendine göre 25 yıllık sigortalılık süresini ve 48 yaşını doldurma, 5225 gün prim ödeme şartlarını yerine getirmesi halinde yaşlılık aylığına hak kazanabileceğine” denilerek şartlı hüküm kurulması da doğru değildir.
Yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, Kurumun yaşlılık aylığı bağlanması hususunda henüz bir ihtilaf çıkarmadığı ve ihtilaf bulunmayan bir konuda dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(h) bendi gereğince istemin hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 115. maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.