16. Hukuk Dairesi 2018/1031 E. , 2018/5181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .../... Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 104 ada 426 parsel sayılı 17.140,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, 104 ada 387 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış; yargılama sırasında davaya konu taşınmazın 104 ada 426 parsel sayılı taşınmaz olduğu, dava dilekçesinde parsel numarasında maddi hata yapıldığının anlaşılması üzerine Mahkemece yapılan yargılama sonunda 104 ada 426 parsel sayılı taşınmazın, isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle, yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları adına tesciline, dava konusu olmadığı anlaşılan 104 ada 387 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının olağan usule göre kesinleştirme işlemlerinin tamamlanması için karar kesinleştiğinde Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, temyize konu 104 ada 426 parsel sayılı taşınmazda davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece mahallinde 12.06.2013 tarihinde yapılan ilk keşif sonucunda, dava konusu edilen taşınmazın 104 ada 426 parsel sayılı taşınmaz olduğu anlaşılmış olmasına rağmen, daha sonra 26.08.2014 tarihinde yapılan keşif dava konusu olmayan 104 ada 387 parsel başında yapılmış olduğu gibi temyize konu 104 ada 426 parsel sayılı taşınmazın niteliğini belirlemede hava fotoğraflarından yararlanılmamış, tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, taşınmazın kullanım durumunun ne olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; öncelikle temyize konu 104 ada 426 parsel sayılı taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü açıklar, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.