11. Hukuk Dairesi 2017/578 E. , 2018/7301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/04/2016 tarih ve 2015/60-2016/266 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 20.11.2018 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalının müvekkileri hakkında 02/07/2013 tarihli 311.000,00 TL bedelli senede dayanarak 107.223,82 TL üzerinden icra takibi başlattığını, icra takibi için yapılan itiraz üzerine ... . İcra Mahkemesince yapılan yargılama sonunda senedin teminat senedi olması nedeniyle icra takibinin ... Ltd. Şti. yönünden iptaline, ... tarafından açılan davanın süre yönünden reddine karar verildiğini, senedin teminat senedi olduğunun bu kararla da anlaşıldığını, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin vergi borcu bulunmadığı gibi cari borçların da müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, takip konusu senedin teminat senedi olduğunun tespitine, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava ve takip konusu bononun teminat senedi olmayıp, ödeme aracı olarak müvekkiline verildiğini, senet arkasında "Teminat Olarak Alınmıştır" ibaresinin yazılı olmasının tek başına senedi teminat senedi haline getirmeyeceğini, davacıların senedin neyin teminatı olduğunu yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin “mali koşullar” başlıklı bölümünde düzenlenen hüküm gereği SGK borçlarından hisse devralan sorumlu olmasına rağmen devredilen şirkete ait SGK borçlarının davacı tarafça ödenmediğini, bu borçtan dolayı müvekkiline ödeme emri gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, icra takibine dayanak senedin borçlularının ... ve ... Ltd. Şti., lehtarının ... olduğu, senet bedelinin 311.000,00 TL olmasına rağmen alacaklı tarafından 107.223,82 TL için icra takibi yapıldığı, senedin arka yüzünde "işletmenin kuruluşundan 30/06/2013 tarihine kadar olan cari borçların ve ..., vergi borçlarının ödenmesiyle senet hükümsüzdür. Teminat olarak alınmıştır." ibaresinin yer aldığı, taraflar arasında yapılan şirket devir sözleşmesinde davalı ..."ın
şirket hissesini devreden, ..."in ise devralan olarak yer aldığı, davacı şirketin hisselerinin devir konusu yapıldığı, ..."a ait olan hisselerin tamamının 311.000,00 TL bedelle devredildiği ve bu bedelin 01/09/2013 vadeli senet ile defaten ödendiği, devir tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi, resim, ... primi, idari para cezası gibi mükellefiyetleri devralanın üstlendiğini ve bu ödemelerin kendisine ait olduğunu, bu borçlarla ilgili herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını taahhüt ettiği, şirket hissesini devralan ... her ne kadar devir tarihinden öncesine ait tüm resmi ödemeleri yapmayı taahhüt etmiş ise de; davalının davanın devamı esnasında dahi henüz şirket adına herhangi bir ödeme yapmadığı, icra takibine dayanak senedin şirket adına yapılacak ödemeler nedeniyle teminat olarak verildiğinin senet arkasındaki yazıdan açıkça anlaşıldığı, henüz herhangi bir ödeme yapmayan davalının yapmadığı ödemeleri tahsil etmek amacıyla teminat olarak verilen senedi icraya koymakta haklı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; davacıların dava tarihi itibariyle dava konusu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.492,46 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.