10. Hukuk Dairesi 2019/4179 E. , 2019/6128 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılardan ... ve ... Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Yasanın 26. maddesinde "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22 nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (…) Kurumca işverene ödettirilir. (Ek cümle:29/7/20034958/28 md.) İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazası veya meslek hastalığı, 3 üncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3.üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir." hükmü düzenlenmiştir.
İnceleme konusu davada; 18.07.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan sigortalıya ödenen gelir, tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödeneğinin tahsilinin talep edildiği, mahkemece alınan kusur raporunda işveren ... Turizm ve İşletmecilik Ltd. Şti."nin %60, teknik müdür ..."nin %20, kazazede sigortalının %20 oranında kusurlu bulunduğu, davacı tarafından ... ve ... Sigorta A.Ş."nin davaya dahil edilmesinin talep edildiği ve mahkemece 21.07.2015 tarihli celsede davaya dahili davalı olarak kabullerine karar verildiği, mahkemece kusur raporu esas alınarak davalıların sorumluluğu yönünde hüküm kurulduğu, hükmün dahili davalı ... tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 12.03.2018 tarihli ilamıyla, ..."nin davaya dahili davalı edilerek hakkında hüküm kurulmasının yerinde olmadığı yönünden kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
Somut dosyada; bozmadan sonra Kurum tarafından ... hakkında ayırı bir dava açıldığı ve iş bu inceleme konusu dosya ile birleştirildiği,..."nin zamanaşımı def"in de bulunduğu, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu, kararın davalılar ... ve ... Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
818 sayılı Yasanın 332/1"inci maddesinde belirtilen işçi - işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çerçevede maddenin 2"nci fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu 506 sayılı Yasanın 26/1"inci maddeyle yapılan ilişkilendirme ile bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından uygulanması gereken Borçlar Kanununun 125"inci maddesine göre on yıl olduğu belirtilmelidir.
506 sayılı Yasanın 26’ncı maddesinde üçüncü kişiler aleyhine açılan rücu davalarının tabi olduğu zamanaşımı süresine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu değildir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında 818 sayılı Yasaya yollamada bulunulmuştur. Hal böyle olunca; üçüncü kişiler aleyhine açılan davaların, 818 sayılı Yasanın 60’ıncı maddesinde gösterilen bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta olup, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen ancak yasal süre içerisinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirilmesi gerekir ve başlangıcı da; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekir ve sadece birinin gerçekleşmesi zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun yetkili organının ıttılaı olduğundan, zararın ıttıla tarihi sigortalı ya da hak sahibine bağlanan gelirler yönünden tahsis onay tarihi, masraf ve ödemeler yönünden sarf ve ödeme tarihidir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarih, Kurum sigorta müfettişi veya Çalışma Bakanlığı iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi ya da ilk rücu davasının açıldığı tarih, faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir.
1-Davalı ... Sigorta A.Ş. Temyizi yönünden:
Somut dosyada dahili davalı ... Sigorta A.Ş. Mahkemenin 06.10.2015 tarihli önceki kararını temyiz etmemesi ve bozmadan sonra da mahkemece aynı hüküm kurulması nedeniyle davacı Kurum lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş olup, davalı sigorta şirketinin kararı temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı ... temyizi yönünden:
Kurum tarafından ... aleyhine 17.10.2018 tarihinde dava açılmış olup, 24.10.2018 tarihli kararla iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, davalı ... tarafından zamanaşımı def"in de bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden Kurum tarafından sigortalıya 15.01.2006 tarihinde geçici iş göremezlik ödeneği, 18.07.2006 tarihinde tedavi gideri ödendiği, gelir bağlama onay tarihinin 29.03.2008 olduğu, davalı ... hakkında 17.10.2018 tarihinde dava açıldığı görülmekle iş kazası olayında 3. kişi konumunda bulunan ... yönünden dava zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu gözetilerek, söz konusu davalı hakkında davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasıya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davalılardan ..."nin temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ye iadesine, 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.