1. Hukuk Dairesi 2017/3436 E. , 2018/14821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ - TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... bakımından davanın kabulüne, kayıt maliki olmayan davalı ... yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmiş, davalı ... vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından talebinin kısmen kabulü ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ..."nin kayden maliki olduğu dava konusu 1068 ada 12 parsel sayılı ve üzerinde 3 katlı bina bulunan taşınmazı aslında davalı oğlu ..."ye aktarmak amacı ile davalı oğlu ..."nün yakın arkadaşı davalı ..."e satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, devrin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... bakımından davanın kabulüne, kayıt maliki olmayan davalı ... yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmiş, davalı ... vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından kısmen kabulü ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.850,00 TL vekalet ücretinin davalı ......"ndan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."nin maliki olduğu dava konusu 1068 ada 12 parsel sayılı taşınmazı 14.04.2011 tarihinde davalı ..."e satış suretiyle devrettiği, 1941 doğumlu mirasbırakanın 01.06.2014 tarihinde öldüğü ve geriye davacı kızı ... ile davalı oğlu ..."nün kaldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK 190. madde ve TMK 6. madde gereğince davacı iddiasını ispatla mükelleftir.
Somut olaya gelince, tapu kaydında arsa vasıflı çekişme konusu 12 parsel sayılı taşınmazda 3 katlı binanın bulunduğu, binanın 1. katında 2012 yılına kadar davacı ve ailesinin, 2. katta dava dışı ..."ın, 3. katında ise davalı ..."nün oturduğu, davalı ..."in dava konusu taşınmazı temellük ettikten sonra, 04.05.2011 tarihinde, davacının dava dışı eşi ..., davalı ... ve dava dışı ..."a mülkiyet durumunu ve kira paralarının banka hesabına yatırılması gerektiğini bildirir ihtarname gönderdiği, davacının eşi ..."in 2011 Mayıs ayından itibaren davalı ..."in banka hesabına kira açıklaması olduğunu belirterek 600,00 TL para yatırdığı, ayrıca davalı ..."nün de 2012, 2013, 2014 yıllarında bankamatikten kartsız işlemle açıklamasında “kira bedeli” olduğu belirtilen paraları davalı ..."in hesabına yatırdığı, tarafların ortak tanığı ve dava konusu taşınmazın 2. katında kiracı olarak oturan ..."ın kira paralarını davalı ..."ye ödüyorken kendisi ile davacı ve davalıya davalı ..."in taşınmazı satın aldığını ve kira paralarının ödenmesi yönünde ihtarname gönderdiğini ve o tarihten sonra da kira paralarını davalı ..."in banka hesabına yatırdığını, ayrıca davacının ve davalı ..."nün de anılan davalıya kira bedeli ödediklerini belirtmesi karşısında davalı ..."in taşınmazı tasarrufunda bulundurduğu mirasbırakanın temlikinin mal kaçırma amaçlı olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.