20. Hukuk Dairesi 2016/14585 E. , 2017/1541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2000 yılında yapılan kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 129 ada 55 parsel sayılı 14440,13 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla vasfı ile ... adına tespit edilmiş, beyanlar hanesine “... evlatları ..., ..., ... oğlu ... ve ... oğlu ... ... kullanımlarında” olduğu şerh edilmiş, yapılan bu tespite ... ... ve ... ... tarafından taşınmazın adlarına tescili istemiyle itiraz edilmesi üzerine ... Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde 03.06.2003 gün 2000/184-2003/55 sayılı davanın reddine dair hükmün 16.10.2003 tarihinde kesinleşmesi üzerine taşınmazın tapuya tescili yapılmış, sonuçları 02/02/2010 tarihinde ilan edilen 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. madde 2. fıkra (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemi sonrasında taşınmaz 198 ada 51 parsel sayısı ve 11.670,21 m2 yüzölçümü ile tapuya kaydedilmiştir.
Davacılar 25/02/2010 tarihli dava dilekçeleri ile, murisleri ... ile kardeşi ... ... tarafından açılan tescil davası sonucunda adlarına tescil edilen ve tapuda kayıtlı 12 adet taşınmazın, kadastro sırasında 2/B sahasında bırakılarak ... adına tespit edildiğini, bu taşınmazlardan olan 198 ada 51 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı gereğince 1/2"sinin el birliği halinde mülkiyet hükümlerine göre davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle kadastro mahkemesine dava açmışlardır.
Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm ... tarafından vekalet ücretine yönelik temyiz edilmekle, Dairemizin 01.02.2012 tarih, 2011/17497 E, 2012/764 K. sayılı ilamı ile vekalet ücretine yönelik olarak düzeltilerek onanmıştır.
Görevsizlik kararı sonrası kadastro mahkemesince dava dosyası sulh hukuk mahkemesine gönderilmiş, ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesince taşınmazın değerinin görev sınırının üzerinde olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen kararın kesinleşmesi sonrasında dava dosyası asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, asliye hukuk mahkemesince davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazdaki ... adına olan 1/2 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile iptal olunan payının verasete iştirak olarak ... mirasçıları olan davacılar adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 07/04/1965 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 8 Nolu ... Kadastro Komisyonu tarafından 26/04/1977 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 14/03/1989 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazdaki ... adına olan 1/2 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile iptal olunan payının verasete iştirak olarak ... mirasçıları olan davacılar adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline karar verilmişse de, verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
Şöyle ki, davacı yan, dava konusu taşınmazın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1950/574-1951/678 sayılı tescil davası sonucunda adlarına tescil edilen, tedavüller sonrasında şu anda tapuda kayıtlı olan 24.03.2009 tarih ve 128 sıra nolu tapu kapsamında kaldığını ileri sürerek ½ sinin el birliği halinde mülkiyet hükümlerine göre davacılar adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Dosya kapsamından davaya konu 198 ada 51 parsel sayılı taşınmazın geldisinin 129 ada 55 parsel olduğu, 129 ada 55 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının incelenmesinde; taşınmazın tespitinin 11.05.2000 tarih ve 3 sıra nolu tapu kaydına dayandığı, edinme sütununun incelenmesinde ise, 129 ada 1 ila 68 nolu parsellerin tümünün ... sınırları içinde iken 2/B gereğince ... sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek 14440,13 m2 yüzölçümlü ve tarla niteliği ile ... adına tespitinin yapıldığı beyanlar hanesine kullanıcılarının şerh edildiği görülmüştür.
Yörede ... kadastrosu 07/04/1965 tarihinde ilân edilip kesinleşmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6831 sayılı ... Kanununun 11. maddesinin birinci fıkrası, “... kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak, harita ve kararlara karşı askı ilan tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve 2. inci maddeye göre ... sınırı dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve ... bakanlığı, ... genel müdürlüğü ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, on yıllık süre içerisinde dava açma hakları mahfuzdur." hükmünü içermekte olup, 14/03/1989 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen 2/B uygulaması ile ... sınırları dışına çıkarılan taşınmaza ilişkin dava açma hak düşürücü süreleri dolduğundan, 25.02.2010 tarihinde açılan eldeki dava tarihi itibariyle, tüm çalışmalar kesinleşmiştir. Bu çalışmaların kesinleşmesi sonrasında yörede 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz süresi içinde önceki tescil davası ile oluşan tapuya dayanılarak tescil istenmesi hukuken mümkün değildir. Bunun yanı sıra davacı yanın 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuru hakkı bulunmaktadır.
Tüm bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 27/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.