3. Hukuk Dairesi 2020/4328 E. , 2021/1123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi"nde açtığı davada; İstanbul İli, ... İlçesi, 467 Pafta, 2524 Ada, 80 Parsel üzerinde kain 66,25 m² bahçeli kagir evi 26/01/2007 tarihinde 55.900,00 TL bedelle satın aldığını, ... ve ... ile hazırlanan proje kapsamında sözleşme imzalandığını, arsanın kentsel dönüşüm amacıyla Belediyeye/ ..."ye devredildiğini ve bu anlaşmaya göre hak sahibi olarak kendisine konut verileceğinin karara bağlandığını, hak sahipleri ve ... /Belediye arasında 2008 yılında yapılan anlaşmaya göre 1.sınıf konutların metrekare ve maliyet bedelinin üç katından daha fazla bir bedelle sözleşme imzalatıldığını, daha sona aynı yıl içinde fiyatlarda yeniden düzenleme yapılarak lüks konutlar için tespit edilen metrekaresi 1.203,79 TL"den sözleşme imzalatıldığını, 5 yıl geçtikten sonra da 2013 yılında evleri teslim alabilmenin şartı olarak maddi ve manevi baskılarla metrekare bedeli 2.500,00 TL üzerinden sözleşme imzalatıldığını, mecburen sözleşmeyi imzaladığını, bedelin çok yüksek olduğunu belirterek; davanın kabulü ile konutları teslimdeki zorlamalarla, maddi ve manevi baskılarla imzalattırılan 2013 yılı anlaşma metninin iptalini, 27.5.2008 yılında yapılmış bulunan anlaşma şartlarına rücuunu, m2 maliyet bedellerinin ilk anlaşmadaki hükme göre ihale yılı olan 2009 yılına göre tesbiti ile kendi mülkünün de 2009 yılı itibariyle değer tespitinin yapılmasını ve ödemelerin bu miktarlar üzerinden yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde; 6502 sayılı yasanın 3/l md. karşısında somut olayda, davalı ..."nın ticari ya da mesleki faaliyeti bulunmadığı ve yapılan işlemin tüketici işlemi olmadığı gerekçesiyle 17/07/2014 tarih ve 2013/2014 E. 2014/121 K. sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararı sonrası yargılama İstanbul 21.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılmış olup, mahkemenin 18/02/2016 tarih ve 2014/392 E. - 2016/53 K. sayılı kararı ile; bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerektiği, somut olayda; uyuşmazlığın davacı ile davalı ... arasında imzalanan İstanbul Sulukule Kentsel Yenileme Toplu Konut Projesi satış sözlemesinden kaynaklandığı, davacı taraf ile davalının tüketici ve satıcı tamınına uygun bulunduğu, iş bu
davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğundan bahisle (karşı) görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya merci tayini için Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, 20. Hukuk Dairesinin 26/01/2017 tarih ve 2016/13615 E. - 2017/503 K. sayılı kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanun kapsamında kalan Sulukule Kentsel Yenileme Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Yargı Yerinin belirlenmesi sonrası davanın yargılaması görevli İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve mahkemenin 02/09/2019 tarih ve 2017/259 E. - 2019/442 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. İş bu kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi ile İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararları sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen ilamı ile merci tayini yapıldıktan sonra, Yargıtay dosyadan elini çekmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir.
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, İstanbul 1.Tüketici Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir.
SONUÇ: Bu itibarla, 02/09/2019 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli mercinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 09/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.