MAHKEMESİ : İş Mahkemesi



Davacı-k.davalı, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, Kuruma borçlu olmadığının tespitine,
Davalı-k.davacı, yersiz olarak ödenen aylıkların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının annesinden dolayı aldığı ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair ilk karar Dairemizin 28/05/2013 Tarih ve 2012/6635 esas. 2013/11092 karar sayılı kararı ile yeterli araştırma yapılmadığından bahisle bozulmuş, bozma kararı sonrasında Kurum tarafından davacı aleyhine boşandığı eşiyle birlikte yaşaması nedeniyle yersiz ödemeler için 2011/202 sayılı takip yapılmış, davacı ve eski eşi M.. S.. tarafından takibe yapılan itirazın kaldırılması için açılan itirazın iptali dosyası asıl dosya ile birleşmiş mahkemece yapılan araştırma sonucu ana dosyada davanın kabulüne , birleşen Adana 6. İş Mahkemesinin 2012/600 esas 2014/37 karar sayılı dosyasından davacının davasının reddine dair hüküm kurulmuştur.
Bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden hüküm kurulmuştur. 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Somut olayda, davacının, 15/05/2009 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, 04/05/2009 tarihli başvurusuna istinaden davacıya ölen annesi nedeniyle ölüm aylığı bağlandığı, Kurum Kontrol Memurluğu"nun 14/06/2010 tarihli raporunda, taraflaraın mahalle muhtarlık kayıtlarından aynı adreste bulunduğu, bu kayıtların kişinin 20/08/2009 tarihli konutta kalanlara ait aile bildirgesine istinaden yapıldığı, ayrıca referezndum için hazırlanan seçmen listesinde davacının yine aynı adreste kayıtlı olduğunun muhtarın oğlu tarafından bildirildiği, yapılan çevre soruşturmasında davacının komşusu ve bakkalın birlikte yaşadıklarını bildirdiği, dosya kapsamında çelişkili zabıta tutanaklarının bulunduğu, davacının eski eşi M.. S.."in 16/03/2007-16/02/2010 ve 11/09/2012 tarihinden itibaren ikamet adresinin Gülpınar Mah. 37001 Sok. No 37/1 adresi olduğu ve 2008 yılından itibaren bu adreste davacı adına kayıtlı telefon aboneliği bulunduğu, davacının Vakıfbank Barkal/ Adana şubesinde kayıtlı adresinin Hanedan Mahallesinde olduğu bildirilmesine rağmen bu hesabı açtırırken beyan ettiği adresin araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, Kurum Kontrol Memuru"nun tespit tarihi 10/06/2010 tarihinde tarafların her ikisinin de hangi adreste kayıtlı olduklarını açıklığa kavuşturmak, ilgili Nüfus Müdürlüğünden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerini, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin belgeleri getirtmek, Gülpınar Mahalle Muhtarlığı"ndan 20/08/2009 tarihli konutta kalan aile bildirgesini istemek, davacının Vakıfbank Barkal/Adana şubesindeki hesabı açtırırken hangi adresi beyan ettiğini araştırmak, gerektiğinde mahalle muharının oğlu Suat Yesin"i ve resen seçilecek diğer tanıklarının beyanlarına başvurarak, toplanan kanıtlar ışığı altında davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığını tereddütsüz ortaya koymaktan ibarettir.
O halde, davalı-k.davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.