Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7656
Karar No: 2020/456

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7656 Esas 2020/456 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/7656 E.  ,  2020/456 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tapu siciline güvenerek ...Çiftliği mevkiinde bulunan 110 ada 5 parsel sayılı dava konusu taşınmazın geldisi olan parsellerin, bedelini ödeyerek iyiniyetle tapu sicil müdürlüğü huzurunda satın aldığı tarihte (1993 yılı), tapu sicil kayıtlarında "orman" ile ilgili herhangi bir şerhin mevcut olmadığını, satın alma işleminden sonra bu parsellerin tevhit edildiğini ve bilahare muhtelif parsellere ayrıldığını, Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/166 Esas sayılı dosyasındaki yargılama sonucunda ise taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, müvekkilinin mülkiyet hakkının karşılıksız olarak son bulduğunu, Anayasa Mahkemesi"ne bireysel başvuruda bulunulduğunu, başvurunun; başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapılamayacağı gerekçesiyle reddedildiğini, bu nedenle tazminat davası açtıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 50.177,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20/09/2016 tarihli dilekçesiyle faizin başlangıcını tapu iptal tescil davasının kesinleştiği tarih olarak ıslah etmiştir.
    İlk derece mahkemesi olan Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü ile 50.177,00 TL"nin tapu iptal kararının kesinleştiği 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
    Tazminat istemine dayanak 110 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, 1956 yılındaki tapulama sırasında birden fazla parsel olarak kişiler adına tespit ve tescil edilmiş iken 29.11.1993 tarihinde davacı şirket tarafından satın alınmış ve sonrasında yapılan ifraz-tevhit-taksim işlemleri sonucunda da 09.06.1997 tarihinde 24.358,16 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile davacı şirket adına tapu siciline kaydedilmiştir. Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/166-455 E.K. sayılı kararı uyarınca taşınmazın tamamının eğimi yüksek çalılık alan ve evveliyatının da orman sayılan yerlerden olması nedeniyle tapusunun iptali ile orman olarak tesciline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek 13.01.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Eldeki dosyada davacı davasını 08.12.2015 tarihinde açmıştır.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır…” hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan yasal düzenlenme karşısında tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar belirsiz alacak davası niteliğinde olmayıp nispi harca tâbi davalardandır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun “Harcı Ödenmeyen İşlemler" başlığını taşıyan 32. maddesinde ise "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmüne yer verilmiştir.
    Dolayısıyla harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
    Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir.
    Nitekim vurgulanan bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 20 11/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481 sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden nisbi peşin harç ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi nispi peşin harcın alınması gerekir.
    Ne var ki; davacı vekili dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden peşin nispi harcı ödememiş, maktu harç yatırmıştır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden nisbi peşin harç alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden nispi peşin harcı ödemesi konusunda davacı vekiline usulünce süre verilip harcı ödenen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, yatırılmış olan maktu harç ile yargılamaya devam edilmiş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ise 6100 sayılı HMK’nın 373/1.maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesine gönderilmesine 05/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi