22. Hukuk Dairesi 2017/13159 E. , 2018/11999 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
Somut olayda, davacı tarafından açılan davada diğer taleplerinin yanısıra ihbar tazminatı da talep edilmiştir. Davalı taraf, davacıya ihbar öneli verildiğini ve bu ihbar öneli boyunca da günde 2 saat iş arama izni kullandırıldığını savunmuştur. Mahkemece verilen kararda ise, “Davacının işyerinden 16.06.2014 tarihinde iş sözleşmesi bildirimli olarak feshedilmiş olup davacının hak kazandığı kıdem tazminatı işveren tarafından davacıya ödenmiş olduğu, fesih bildirimi ile davacıya ihbar öneli kullandırıldığı anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı istekleri reddedilmiştir.” denilmiştir.
Dosyaya sunulmuş olan davalının 16.06.2014 tarihli noterden gönderdiği ihtarnamede; 16.06.2014 tarihi itibari ile ihbar süresi olan 56 gün sonunda verilen verilen talimatlara uymadığından bahisle davacının iş akdinin fesih olacağı, ihbar süresi zarfında yıllık izinde bulunduğu süre içinde 20 günx2 saat=40 saat ücretinin tarafına fazla mesai olarak ödeneceği, yıllık izin bitiminden sonra günde 2 saat iş arama izni kullandırılacağı, ihbar süresi sonrası 11.08.2014 tarihinde iş akdinin fesih olacağının ihtar edildiği görülmektedir. Yine dosyada, davacının 16.06.2014-06.07.2014 tarihleri arası için izin talep dilekçesi olduğu, 07.07.2014 tarihli ibranamede ise bu tarihlerde izin kullandığının belirtildiği, yıllık ücretli izin izlenimi defterinde de söz konusu tarihlerde izin kullanıldığına ilişkin davacının imzası olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, dosyaya sunulan bu belgelere göre davacıya verilen ihbar önelleri ile izin sürelerinin çakıştığı anlaşılmakla usulüne uygun ihbar öneli tanınmamış olduğundan davacının ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının ücret miktarı da taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık noktasıdır. Davacı, net 1.250,00 TL ücret aldığını, hem yedek parça sorumlusu hem de servis sorumlusu ve şoförü olarak çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece davacının ücreti asgari ücret olarak kabul edilmiştir. Emsal ücret araştırmasında Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği 2008-2014 yılları arasında servis ve yedek parça sorumlusu olarak çalışan davacının kıdemindeki ve davacının yaptığı işi yapan bir işçinin alabileceği ücretin aralarında özel bir anlaşma yok ise asgari ücret olduğunu bildirmiştir. Davacı tanıkları, davacının servis ve yedek parça sorumluluğunun yanısıra servis şoförlüğü de yaptığını beyan ederken tanıklardan ... davacının ayrıca servis müdürlüğü yaptığından dolayı net 1.250,00 TL aldığını duyduğunu belirtmiştir. Bilirkişi raporunda, dosyada bulunan imzalı maaş bordrolarından davacının asgari ücret ile çalıştığının tespit edildiği belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ve tanık beyanları dikkate alındığında yapılan emsal ücret araştırmasının yetersiz olduğu, davacının diğer görevlerinin yanısıra servis şoförlüğü yaptığı da gözetilerek emsal ücret araştırılması yapılması gerekmektedir.
4-Diğer yandan, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yürütülmesi gereken faiz türü en yüksek banka mevduat faizi ise de, davacının bu alacaklar bakımından gerek dava dilekçesinde gerekse de ıslah dilekçesindeki talebi yasal faiz olduğundan, bu alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsiline karar verilmesi gerekirken mahkemece bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmolunması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.