21. Hukuk Dairesi 2014/19159 E. , 2015/1439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 13/09/1982 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının sigortalılık başlangıcının 13.09.1982 olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, 16.04.2013 tarihli kısa kararda; davacının davalıya ait 11817.60 nolu işyerinde 13.09.1989 tarihinde bir (1) gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline, davacının emekli maaşının tahsis ve tesisine ilişkin talebinin reddine dair karar verildiği halde gerekçeli kararda; davacının sigortalılık başlangıcının 13.09.1982 olarak tespitine karar verilmesi gerekirken, tarihin 13.09.1989 olarak yanlış yazıldığı, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması nedeni ile gerekçede de kısa karardaki tarihin yazıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; altın araması yapılan işyerinde kazı yaptığını beyan eden davacı adına 11817.60 sicil numaralı İ.. A.."a ait işyerinde 13.09.1982 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesi düzenlendiği, davalı Kurum tarafından gönderilen işyeri tescil kartoteksinde işyerinin 13.09.1982 tarihinde Yasa kapsamına alındığının yazıldığı, işyerince dönem bordrolarının düzenlenmediği, davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan eden tanıkların hizmet cetvellerinde; davacı adına işe giriş bildirgesi düzenlenen işyerinde çalışmalarının bulunmadığının anlaşıldığı, ancak bu tanıkların talep edilen tarihte davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan ettikleri, komşu işyeri tanıklarının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar esas karar olup sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa, son oturumda tefhim edilen kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu yukarıda belirtildiği gibi zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, konuyla ilgili 10.04.1992 günlü ve 991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Somut olayda; kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davacının sigorta başlangıcının 13.09.1989 tarihi olduğu yazıldığı halde, gerekçede aslında bu tarihin 13.09.1982 olması gerektiğinin belirtilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; her ne kadar davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan eden tanıkların hizmet cetvellerinde 11817.60 sicil numaralı İ.. A.."a ait işyerinde çalışmaları görünmemekte ise de; bu tanıkların sicil dosyaları istenilerek, talep edilen tarihte 11817.60 sicil numaralı İ.. A.."a ait işyerince adlarına düzenlenmiş işe giriş bildirgesi bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve talep edilen tarihte muhtar ve aza olan tanıklar ile zabıta marifeti ile ya da davalı Kurum"dan sorularak komşu işyeri tanıkları tespit edilip dinlenilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 27/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.