8. Hukuk Dairesi 2010/2017 E. , 2010/3574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki dava hakkında ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.10.2006 tarih ve 26/226 sayılı hükmün Dairenin 19.02.2009 gün ve 6634/911 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davacı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde; 197 ada 92 sayılı parselin haksız yere ve bir takım varsayımlara dayanılarak mahkeme kararıyla Hazine adına iptal ve tescile karar verildiğini, toprak üzerinde görülen birkaç küçük seramik parçası var diye toprak altında kültür varlığı olduğunun kesin olmadığını, kesin olmayan ve varsayıma dayalı olarak toprak altındaki kültür varlığı var denilerek taşınmazın Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesinin yanlış olduğunu belirterek anılan parselin tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 197 ada 92 sayılı parselin kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; davacı tarafından temyiz edilen hüküm Dairenin 19.2.2009 gün ve 2008/6634 esas, 2009/911 sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davacı bu sefer 24.4.2009, 3.3.2010 tarihli dilekçeleri ile ekinde sunduğu belgeler gereğince Dairenin onama ilamının kaldırılmasıyla yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, kadastrodan (tapulamadan) önceki hukuki sebeplere dayalı olarak TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Uyuşmazlık konusu 197 ada 92 sayılı parsel 28.12.1984 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... adına senetsizden ve muz bahçesi niteliğiyle tespit edilmiştir. Bu tespite kadastro beyannamesinin şerhler bölümünde; “haritasına göre 1. derece sit alanı içinde olduğu” açıklanmıştır. Kadastro beyannamesi 6.2.1987-7.4.1987 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır. Kadastro beyannamesi ekinde bulunan Kadastro Komisyonunun 7.12.1990 tarih ve 1990/535 sayılı kararının kapsamına göre, ...’un askı ilan süresi içinde yapılan tespite itiraz ettiği, daha sonra itirazından vazgeçtiği ve Kadastro Komisyonunca itirazın kaldırılmasıyla tespit gibi tesciline karar verildiği, itiraz eden ...’un komisyon kararına itiraz etmeden kesinleştirilmesini istediğinden bu nedenle komisyon kararının 7.12.1990 tarihinde kesinleştirildiği saptanmıştır. Böylece, 7.12.1990 tarihinde anılan parselin tapu kaydı ...adına oluştuğu delil olarak istenen 1995/333 esas sayılı dosya arasında bulunan tapu kaydından anlaşılmıştır. Daha sonra Hazine vekili tarafından taşınmazın “Selinus Antik Kenti yerleşim alanı” olduğu ve kadastro beyannamesinden de anlaşıldığı üzere 1. derece arkeolojik sit alanı olması nedeniyle 12.12.1995 tarihinde Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde kayıt maliki ... mirasçıları aleyhine tapu iptali ve tescil davası açmış olup, davanın kabulüne ilişkin Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.6.2000 tarih ve 1995/333 esas, 2000/183 sayılı kararının Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek ve karar düzeltme isteği de reddedilerek hükmün kesinleştiği belirlenmiştir. Verilen hüküm üzerine 3.12.2001 tarihinde taşınmazın Hazineye intikal ettiği, sözü edilen parselin tapu kaydıyla sabittir. Davacı ... 11.2.2004 tarihinde eldeki bu davayı açmıştır.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında 197 ada 92 sayılı parsele ilişkin kadastro beyannamesi ve komisyon kararının kesinleştiği 7.12.1990 tarihinden davanın açıldığı 11.2.2004 tarihine kadar 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süreler geçirildiği gibi 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici madde 4/3. fıkrasında açıklanan ek 1 yıllık sürede çoktan geçmiştir. Mahkemece de, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş bulunduğundan yerel mahkemenin verdiği kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamıştır.
Karar düzeltme isteğinde bulunan davacı ...’un HUMK.nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle REDDİNE ve anılan kanunun 442.maddesi uyarınca takdiren 172.00 TL para cezası ile aşağıda müfredatı yazılı 32,30 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 3,20 TL’nin karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye irad kaydına 29.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.