Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1430
Karar No: 2010/3576
Karar Tarihi: 29.06.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1430 Esas 2010/3576 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1430 E.  ,  2010/3576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

    ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 28.12.2009 gün ve 1347/1160 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... vekili; evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilen, İzmir İli Bornova İlçesinde 330 ada 24 parsel, ... İli ...İlçesinde 5575 parsel üzerindeki 7 nolu mesken, ...İli Kocasinan İlçesinde 853 ada 2321 parseldeki 80/570 pay, Kayseri ile Melikgazi İlçesinde 2550 ada 6 parsel, ... ili Çayıralan ilçesinde 106 ada 38 ve 122 ada 23 parsel ve ... İli ...İlçesinde öncesi 957 parsel olan 2010 ila 2031 parseller ile ... plaka sayılı araç ve ayrıca çeşitli ev eşyaları ile telefonlar bulunduğunu ileri sürerek, vekil edeninin bu mal varlığının edinilmesine evlendikleri günden itibaren Almanya’da sigortalı veya sigortasız işlerde çalışmak, eşine ait marketi işletmek, hastane temizlik işleri yapmak, çocuklarına bakmak suretiyle katkıda bulunduğunu, bu nedenle, davalı adına kayıtlı tüm mal varlığının ½ payının vekil edenine ait olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu taşınmazların ve aracın davalı adına olan kayıtlarının iptali ile ½ payının vekil edeni adına tescilini, bu istekleri kabul edilmez ise, taşınmazların, aracın ve dava konusu diğer menkul malların değerlerinin ½ sinin, faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili ise, vekil edenine ait olan dava konusu mal varlığının edinilmesinde davacının hiç bir katkısı bulunmadığını zira; davalının 1986 yılında çalışmaya başladığını, vasıfsız olması nedeniyle de oldukça düşük geliri bulunduğunu, bu gelirle katkı yapmasının olanaklı olmadığını, kaldı ki bazı taşınmazların evlilik birliğinin kurulmasından önce vekil edeni tarafından edinildiğini bir tanesinin vekil edenine ait başka bir taşınmazın takası sonucunda vekil edeni adına kayıtlandığını, bir tanesinin de vekil edenine miras yolu ile intikal ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 57500 TL"nin 13.10.2003 tarihinden, 307274,47 TL"nin ise 6.4.2006 tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 1.7.1976 tarihinde evlenmiş, davalı ... tarafından 16.4.2003 tarihinde açılan boşanma davasının retle sonuçlanması ve bu ret kararının 20.4.2006 tarihinde kesinleşmesinden önce davacı ... tarafından 6.4.2006 tarihinde açılan boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 25.10.2007 tarihinde boşanmışlardır. Dosya arasındaki kayıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazlar arasında 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz bulunmamaktadır. Dava konusu araç da 22.7.1999 tarihinde edinilmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğu ve uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiği hususunda duraksama bulunmamaktadır. Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklarda katkı payı alacağının belirlenmesine esas değer malın dava tarihindeki değeri olup, 743 sayılı TKM.nın yürürlükte olduğu; 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Bundan ayrı, aynı kanunun 153. maddesi gereğince eve kadın bakar. Başka bir anlatımla kadının eve ve çocuklarına bakması, ev işleri yapması onun yasal ödevidir. Eşlerden birinin edindiği mala diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez. Dosya arasında bulunan ve taraflarca bir itiraza uğramayan kayıt ve belgeler ile dosya kapsamına göre, davacının evlendiği tarihten Simens’ te çalışmaya başladığı 1986 yılına kadar kayıtlı ve düzenli bir çalışmasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tanıkları, davacının düzenli olarak çalışmaya başlamadan önce Almanya’da çeşitli yerlerde temizlik işleri yaptığını ve eşine ait markette çalıştığını bildirmişler ise de, bu tanıklar çalışmaların süresi ve yoğunluğu, çalışmalar karşılığında elde edilen gelirin ne olduğu gibi konularda somut açıklamalarda bulunamamışlardır. Bu denli soyut denetimden uzak beyanlarla davacının 1986 yılından önce de çalıştığı hususunun doğrulandığı söylenemez. Kaldı ki, dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre tarafların ilk çocukları olan Murat 8.5.1977 yılında dünyaya gelmiştir. Küçük bir çocuğu olan davacının ileri sürüldüğü şekilde katkı sağlayacak gelir getiren işleri yapması ve bunu Almanya gibi bir ülkede kayıtsız bir biçimde yapması da olanaklı değildir. Tüm bu nedenlerle davacının 1986 yılından önce davalı tarafından edinilen hiç bir mal varlığının edinilmesinde kanunun aradığı anlamda katkı yaptığı kabul edilemez. Bu durumda davalı tarafından 1986 yılından önce edinilen taşınmazlara ilişkin olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi gerekmektedir.
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre uyuşmazlık konusu taşınmazlardan 330 ada 24 parselin 5.1.1995 tarihinde, 853 ada 2321 parseldeki davalıya ait paylardan 40/570 payın 16.10.1978 tarihinde, diğer 40/570 payın ise 13.7.1979 tarihinde edinildiği anlaşılmakta ise de, 5575 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 7 nolu meskenin davacı tarafından hangi tarihte ve ne sebeple edinildiği belirlenememektedir. Aynı durum Çanakkale İli Gelibolu İlçesinde bulunan ve öncesinde 957 parsel olarak davalı adına kayıtlı iken 26.11.2002 tarihinde 22 parçaya ifraz edilerek gene davalı adına kayıtlanan 2010 ila 2031 parseller için de söz konusudur. Yani 957 parselin ilk defa hangi tarihte ve ne nedenle davalı adına tescil edildiği de belli değildir. Dava konusu 2550 ada 6 parselin ise, 1.8.1980 tarihinde edinilerek davalı adına kayıtlanan 1303 ada 745 parsel sayılı taşınmazla takas edilmesi nedeniyle 4.8.1994 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu 2550 ada 6 parselin edinilme tarihinin 1.8.1980 olduğu kabul edilmelidir Tüm bunlardan ayrı, Yozgat İli Çayıralan İlçesinde bulunan 106 ada 38 parselin 17.5.2001 tarihinde verasette iştirak hükümleri uyarınca davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu bu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu düşünülmelidir. Bundan ayrı, davalı ... Çayıralan İlçesinde bulunan ve dava konusu olan 112 ada 23 parselin kendisi tarafından evlilik birliği kurulmadan önce edinildiğini ileri sürmektedir. Dosya arasında bulunan tapu kaydına göre, 112 ada 23 parsel, 17.1.2001 tarihinde kadastro yolu ile davalı adına kaydedilmiştir. Taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı getirtilmeden ve tutanaktaki bilgiler değerlendirilmeden, taşınmazın davalı tarafından tam olarak ne zaman edinildiği belirlenemez. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmadan ve bazı taşınmazlar için dava tarihindeki değerleri yerine boşanma davasının açıldığı 6.4.2006 tarihindeki değerlerinin esas alınması sonucunda yazılı şekilde hüküm vermesi doğru olmamıştır.
    Bundan ayrı; taraflar arasındaki uyuşmazlık 1.1.2002 tarihinden önceki döneme ait katkı payı alacağı isteğine ilişkin bulunduğuna ve bu durumda faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken, diğer bir anlatımla belirlenen tüm alacak miktarının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, alacağın 307274,47 TL"lik kısmı için faizin başlangıç tarihi olarak, taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği 6.4.2006 tarihinin esas alınması da yerinde değil ise de; hükmün bu bölümünün davacı tarafından temyiz edilmemesi ve yazılı olan durumun da davalı tarafın yararına bulunması nedeniyle bozma nedeni yapılmamış, sadece eleştirmekle yetinilmiştir.
    Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK. nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 4.924,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 29.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi