12. Hukuk Dairesi 2019/573 E. , 2020/538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçluların icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emirlerinin bağlantıları olmayan adrese tebliğ edildiğinden bahisle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürdükleri, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince, tebliğ memuru tarafından borçluların adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adreslerine dönüp dönmeyecekleri hususunun araştırlmadığından bahisle tebligatların usulsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verildiği, kararın alacaklı yanca temyiz edildiği görülmektedir.
T.K."nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.30/1).
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.
Somut olayda, borçluların ... adresine tebligat çıkartıldığı ve tebligatların her iki borçlu açısından da “Muhatabın tevziat saatlerinde işte olduğu... tarafından beyan verilmesi ve başkada tebliğ edilecek kimse bulunmaması nedeni ile evrak ilgili mahalle muhtarı..."e tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı kapısına.... tarihinde yapıştırılmış en yakın komşusu... isim imza vermekten kaçınmış şifaen haber verilmiştir” şerhi ile tebliğ edildiği ve bu hali ile tebligatın T.K."nun 21/1. maddesine göre şeklen usulüne uygun olduğu görülmektedir. Ancak borçlular dava dilekçesinde mernis adresleri olmayıp hukuken ve fiilen de bir ilgilerinin bulunmadığı adrese tebligat yapıldığını ileri sürmüş olup, tebligat yapılan adreslerin iddia ettikleri gibi mernis adresleri olmadığı açık olduğundan, bölge adliye mahkemesince dile getirilen iddialar hakkında herhangi bir araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.u ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular, en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. H.G.K.nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir.
O halde bölge adliye mahkemesince, tebliğ tarihi itibariyle borçluların tebliğ yapılan adreste oturup oturmadıkları ve ileri sürdükleri iddialar yönünden nüfus müdürlüğünden ve ilgili muhtarlıklardan sorularak ve gerektiğinde kolluk araştırması yapılmak suretiyle şikayete konu tebligat tarihinde tebligat yapılan adreste oturup oturmadıkları belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının bozulması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 17.10.2018 tarih ve 2018/1863 E. - 2018/1892 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 22/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.