Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1808
Karar No: 2018/7418
Karar Tarihi: 27.11.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1808 Esas 2018/7418 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/1808 E.  ,  2018/7418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/11/2016 tarih ve 2016/1174-2016/1125 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 01/04/2011 tarihli sözleşme ve bu sözleşmelerin eki niteliğindeki 05/09/2011 ve 03/10/2011 tarihli sözleşmeler ile müvekkilinin davalıya 30/06/2013 tarihine kadar taşıma hizmeti verdiğini, sözleşmedeki fiyat artış hükmü uyarınca Nisan 2012 - Nisan 2013 arası toplam 33.325,56 TL fiyat farkı alacağı için davalı aleyhine yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve % 20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, sözleşmenin şirketi temsile yetkili kişiler tarafından imzalanmamış olması sebebiyle sözleşmedeki fiyat artış hükmünün şirketi bağlayamayacağını, davacının sözleşme feshedilene kadar fiyat fark ücreti talebinde bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin feshine ilişkin ihtarında ve 15/07/2013 tarihli faturanın tebliği üzerine iade yazısında, 11/04/2011 tarihli "yazılı" bir sözleşmenin varlığını kabul ettiği, yargılama sırasında davacı tarafça ibraz edilen 11/04/2011 tarihli sözleşme dışında taraflar arasında imzalanmış başka bir yazılı sözleşmenin varlığından söz etmediği, sadece söz konusu sözleşmedeki davalı şirket tarafından atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürdüğü, bu durumda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı tarafça ibraz edilmiş olan 11/04/2011 tarihli sözleşme kapsamında kaldığının ve sözleşmenin tüm maddeleri itibariyle tarafları bağlayıcı olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, "Her yıl ücret artışı bir önceki yıldaki Tüfe ve Tefe oranlarının ortalaması oranında artırılacaktır ve bu yüzde oran mevcut aylık ücrete ilave edilecektir." şeklindeki 3. maddeden hareketle davalıdan takip tarihi itibariyle 33.325,56-TL tutarında alacaklı olduğunun alınan bilirkişi raporu ile belirlendiği, bu miktar üzerinden davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğu, davalının icra takibinden önce temerrüte düşürüldüğünün davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 33.225,56-TL asıl alacak ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işletilecek ve % 13,75 oranı aşılmayacak şekilde yasal faizi ile birlikte devamına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece verilen evvelki kararda, 01/04/2011 tarihli sözleşme ve eklerinde davalı şirketin yetkili temsilcisinin imzası bulunmadığı ve bu nedenle de sözleşmenin davalı tarafı bağlamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, Dairemizin 29/05/2015 tarih 2015/1390 E. 2015/7314 K. sayılı ilamı ile her ne kadar 11/04/2011 tarihli sözleşmede davalı şirketin yetkili temsilcisinin imzası bulunmasa da davalı tarafça davacıya gönderilen 05/06/2013 tarih ve 13632 sayılı noter ihtarnamesiyle davalı şirketin anılan sözleşmenin feshini ihbar etmesi nedeniyle işbu sözleşmeyi benimsemiş olduğunun ve bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişkinin 11/04/2011 tarihli sözleşme kapsamında kaldığının ve sözleşmenin tüm maddeleri itibariyle tarafları bağlayıcı olduğunun kabulünün gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bununla birlikte bozma ilamında taraflar arasında bağlayıcı olduğu kabul edilen yazılı sözleşmenin taraflar arasındaki fiili uygulamayla değiştirilip değiştirilmediği husunda bir tespitte bulunulmamıştır.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak Nisan 2012"den Nisan 2013"e kadar taraflar arasındaki sözleşme hükmü gereğince zamlı fiyattan taşıma yapılması gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı tarafça, işbu yazılı sözleşme hükümlerinin fiili uygulamalar ile değiştirilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bir tacirin ticari kayıtlarının sahteliği ileri sürelmemiş ise Kanun"da aranan niteliklere haiz olup olmadığına bakılmaksızın, HMK 208/1 ve 222/4. maddesi uyarınca sahibi aleyhine delil teşkil edecektir. Somut olayda taraflar arasında yazılı sözleşme kapsamında 2011 Nisan ayından beri devam eden taşıma ilişkisinde davacının, esasen sözleşme ile 2012 yılı Nisan ayından itibaren verilen hizmet bedeline TEFE/TÜFE ortalaması miktarınca zam yapma hakkı varken bu hakkını kullanmayıp 2012 Kasım ayına kadarki dönem yönünden önceki yıl fiyatından fatura tanzim ettiği, ancak 2012 Kasım ayında bir miktar zam yaptığı ve 2013 yılı Nisan ayına, yani dönem sonuna kadar buna göre fatura tanzim ederek kendi ticari defter ve kayıtlarına işlediği, davalı tarafın da bu fatura bedellerini ödediği, bu defa davalı tarafın 05/06/2013 tarihli Noter ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshetmesi üzerine davacı tarafın 2012 Nisan - 2013 Nisan dönemi için 15/07/2013 tarihli ve 33.325TL bedelli fiyat farkı faturası tanzim ederek, bu miktarın tahsili için icra takibi yapması MK. 2. maddesine aykırı olduğu gibi ticari defter ve kayıtların sahibi aleyhine delil oluşturması kuralına da aykırıdır. O halde Mahkemece, 11/04/2011 tarihli sözleşme hükmünün bizzat davacının tanzim ettiği faturalar ve fiili uygulamalarla 2012 Nisan - 2013 Nisan dönemi yönünden davacı aleyhine değiştirilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabül karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi