22. Hukuk Dairesi 2015/31932 E. , 2018/12039 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, çalışılan ve çalışılmayan günlere ilişkin hafta tatili ücreti ve birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi isteği ile işi bıraktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık davacı işçinin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı konusundadır.
Fazla çalışma yaptığını, genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları, davacı tanıklarının beyanlarına göre, haftada ... saat fazla çalışma yaptığı, dini bayramların ilk günü hariç ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Ancak davacı tanıklarının 2012 yılı Şubat ayından sonra davacı ile birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Bu sebeple anılan tarihe kadar açıklanan kabul ile yapılan hesaplama doğru olmakla birlikte bu tarihten sonrası bakımından, davalı tanıklarının beyanları esas alınarak değerlendirme yapılması dosya içeriğine uygun düşecektir.
Bu kapsamda, davacının haftada altı gün, 08:00-17:00 ve 11.00-20:00 vardiyalarında günlük bir saat ara dinlenme ile çalıştığı ve haftada kırksekiz saat çalışarak üç saat fazla çalışma yaptığı; yine dini bayramların ilk günü hariç diğer genel tatil günlerinde dönüşümlü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. 2012 yılı Şubat ayı sonrasına ilişkin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları bu kabule göre hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık çalışılmayan hafta tatillerine ait ücretlerin miktarı konusundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda, davacı ayda üç hafta tatilinde çalıştığını, ayda bir gün kullandırılan hafta tatilinde o günün ücretininde ödenmediğini belirterek hafta tatili günlerine ait ücretlerin ödenmesini istemiştir. Dosya kapsamında göre davacının haftada altı gün çalıştığı, hafta tatillerini kullandığı anlaşıldığından tüm hafta tatili günleri için çalışılmayan gün ücretleri hesaplanarak hüküm altına alınmıştır.
Davacının yukarıda açıklanan beyanı karşısında, çalışılmayan hafta tatiline ilişkin ücretlerin ayda bir hafta tatili günü için hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.