3. Hukuk Dairesi 2016/21664 E. , 2018/8240 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı ile kardeş olduklarını, davalının müşterek murisleri olan babalarının ölümünden kısa bir süre önce onu etkileyerek iradesini fesada uğratmak suretiyle babalarına vasiyetname düzenlettiklerini, murisin hasta ve devamlı ilaç kullanan birisi olduğunu, vasiyet tarihine 90 yaşında olup akli melekelerinde bazı sorunlar bulunduğunu, bu durumda bir kişinin kendi iradesi ile böyle bir vasiyetname yapmasının beklenmediğini, davalının murisi zorla notere götürerek vasiyet yaptırdığını ileri sürerek, murise ait .......düzenlenen 23.05.2012 tarih ve 7965 yevmiye no.lu vasiyetnamenin iptalini talep etmişlerdir.
Davalı; davacıların iddiasının gerçeği yansıtmadığını, muris babasına kendisinin baktığını, dava konusu vasiyetnamenin yasanın aradığı tüm şartları taşıdığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu vasiyetnamenin tüm yasal şekil şartlarını taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-)Bilindiği üzere, Türk yargı sisteminde hâkim kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da, hâkim tarafların istekleri (taraflarca hazırlama ilkesi) ile bağlı tutulmuştur(HUMK m.72, 75, HMK. m. 24,25).
Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda deliller kural olarak taraflarca gösterilir; hâkim delillere kendiliğinden başvuramaz. Ancak, hâkim bilirkişi deliline kendiliğinden (resen) başvurabilir(HUMK. m.275, HMK. m. 266).
Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırları dâhilinde olmak üzere, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında tarafları dinleyebilir ve gerekli delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir.....
.....
Davada, davacı tarafın " murisin hasta ve devamlı ilaç kullanan birisi olduğu, vasiyet tarihine 90 yaşında olup akli melekelerinde bazı sorunlar bulunduğu" şeklindeki beyanı ile mirasbırakanın vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele fiil ehliyetinin nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan ...... rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK. nun 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Şu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için ....... rapor alınması gerekmektedir.
2-) Bununla birlikte davacı taraf vasiyetnamenin iptaline ilişkin istemini, murisin davalı tarafça yanıltılması, eş söyleyiş ile murisin iradesinin sakatlanmış olduğu iddiasına da dayandırmaktadır. Buna karşın mahkemece davacının bu iddiasına ilişkin olarak gerekçeli kararda herhangi bir degerlendirme yapılmamıştır.
O halde mahkemece, davacı tarafın tüm delilleri toplanarak, ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için.....rapor alınması, yine davacının murisin iradesinin sakatlandığı yönündeki iddiasına ilişkin olarak ise dosyadaki deliller değerlendirilip, hangisine üstünlük tanındığı belirtilerek bu iddia gerekçelendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.....