21. Hukuk Dairesi 2014/17547 E. , 2015/1660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmaların tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
Davacı, davalı işyerlerinde 01.11.1991-01.09.2004 tarihleri arasında davalı işyerlerinde geçen ve davalı tarafından başka işyerlerinde sigortalı gösterildiği, eksik ve başka işyerlerinde bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “Yapılacak iş, davalılardan Refik Topçu’nun ne zaman kanun kapsamına alındığı araştırılıp, her iki işveren nezdinde geçen ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirmek ve bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” denilerek bozulmuştur.
Yerel Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalı Kurum tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak bozma ilamında belirtildiği şekilde, davacının davalı 18188 sicil sayılı Meriç(Topçular) Kollektif Şirketinde çalıştığının tespiti kararı verilmesine rağmen bu şirketin işyeri dosyasının ve dönem bordrolarının getirtilmediği ve bordro tanıklarının dinlenmediği, bozma öncesi dinlenen tanıkların ise bordro tanığı olup olmadığının doğrulanmadığı, davalı R.. T..’ya ait 40334 sicil sayılı işyerinin bordrolarının getirtildiği, işyeri dosyasının getirtilmediği, bozmadan sonra bordro tanığı olarak dinlenen .... ise davalı işyerlerinin tespit istenen dönemde çalışanı olmayıp, tanıkların beyanlarının ise tüm dönemin kabulü için yeterli olmadığı halde, bozmaya uygun araştırma yapılmadan ve bordro tanıkları dinlenilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesinde ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. Maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yapılacak iş, davalı 18188 sicil sayılı T....Kollektif Şirketinin işyeri dosyasının ve tüm dönem bordrolarının ve R.. T..’ya ait 40334 sicil sayılı işyerinin işyeri dosyasının getirtilerek bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, komşu işyeri olmadığına dair tutanak tutulduğundan madencilik işyeri olan işyerlerini denetleyen Kurumların veya bağlantısı olan işyeri çalışanlarının, davacıyı fenni nezaretçi olarak atayan maden mühendisinin tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.