3. Hukuk Dairesi 2018/3828 E. , 2018/8283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ......... davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava konusu taşınmazları müvekkilinin davalıdan 15.04.2002 tarihinde yapılan harici satış sözleşmeleri ile toplamda 1.300,00 TL"ye satın aldığını, taşınmazların davalı tarafça devir işlemlerinin yapılmadığını belirterek, dava konusu taşınmazların davacı adına tapuya tescilini, mümkün olmadığı takdirde rayiç değerinin ödenmesini, bunun da mümkün olmaması halinde dava konusu yerlere belirlenen tarihte ödemiş olduğu meblağın yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazların satım tarihinde tapusuz olduğu, davacı tarafın taşınmazların zilyetliğinin devredildiğini ispat edemediği, bu nedenle taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığı belirtilerek, tapu iptal - tescil ve dava konusu taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerinin verilmesine yönelik talebin reddine, toplam 4.107,20 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilen karar Dairemizin 16.11.2015 tarih ve 2015/10997 E. 2015/18042 K. sayılı ilamı ile "" Somut olayda; haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle, davalıya toplamda 1.300,00 TL ödendiği, yapılan satım sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu durumda tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlü oldukları anlaşılmaktadır... Şu durumda hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.
Buna karşın, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; harici satım sözleşmelerinde belirtilen bedellerin endekslenmiş değerlerinin hesaplandığı ancak endekslemenin hangi kritere göre yapıldığı anlaşılamamaktadır.
Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin......... artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin
ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının tapu iptal tescil ve dava konusu taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerinin verilmesine ilişkin davasının reddine, davalı tarafın davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği miktar olan toplam 5.484,55 TL "nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine" karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal tescil/alacak istemine ilişikindir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)“Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir.” (Prof.Dr.......Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararda 4.107,20 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, anılan bu kararın sadece davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine söz konusu karar yukarıda anılan nedenler ile bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında bozma gerekleri doğrultusunda uzman bilirkişiden alınan raporda dava konusu satış bedelinin ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı değerin 5.484,55 TL olduğunun tespiti üzerine, mahkemece söz konusu bilirkişi raporu hükme esas alınarak tespit edilen bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; önceki karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar davalı yararına kazanılmış bir hak oluşturmuştur. O halde, mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/09/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.