Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6753
Karar No: 2014/2904
Karar Tarihi: 24.02.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/6753 Esas 2014/2904 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/6753 E.  ,  2014/2904 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 07/01/2011
    NUMARASI : 2010/87-2011/5

    Davacı O.. K.. vekili Avukat B. D..tarafından, davalılar M.. Ü.. vdl. aleyhine 20/01/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/01/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, Zaman Gazetesinde, davalı M.. Ü.. tarafından 22/05/2009 tarihli yazı ile kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davaya konu edilen yazıda “... Hangi hakimi kastettiğimi tahmin etmek zor değil; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için "Dokunulmazlığı yok, yargılanabilir" diyen Sincan 1. Ağır Ceza Reisi O.. K.....”, “...bir gün Ergenekon örgütünün tutuklu sanıklarından K.K..” isimli kişi ile karşılaştığı, bu şahsın “Sarıldım, öptüm adamı. Türkiye"de böyle hakimler kaldı mı acaba dedim. Oturduk sohbet ettik, aslan gibi bir çocuk.” dediğini belirterek “bir hakimin bu özelliklere sahip birisi tarafından öpülmesi” nin şık olmadığı açıklanmıştır. “Sincan Hakimi K.. hakkındaki bi iddiada 4 yılda temyiz edilen 185 kararından 161"i kanuna aykırı bulunarak bozulmuş. Doğruluğunu kuşkuyla karşıladığım bi iddia bu. Bir hakimin 185 kararından sadece 24"ü hukuka uygun diğerleri aykırı olabilir mi? Bir hakim kararını neye göre verir? Kanunlara bakarak...Yüksek oran yasaların yerine kendisini koyduğunu gösterir ki hukuk sistemi bu kadar keyfiliğe izin vermez, müdahale eder.” ifadeleriyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu türdavaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Dava konusu yazılar bir bütün olarak incelendiğinde; yazılanların eleştiri kapsamında kaldığı, onama bozma sayıları ile ilgili yazıların ise ayrıntı niteliğinde olduğu, davacının davranışlarının eleştirildiği, yazıların davacıya yönelik ağır eleştiriler içerse de davacıyı aşağılama ve küçültme kastıyla yazılmadığı, eleştiri sınırlarının aşılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı söz konusu değildir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/02/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI

    Dava. basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemiz çoğunluğu tarafından köşe yazısının eleştiri kapsamında kaldığı, bir kısım ifadelerin ayrıntı niteliğinde olduğu, kişilik hakkına saldırı bulunmadığı, bu durumda davanın tümden reddi gerektiği gerekçeleri ile yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.
    Davalılardan M.. Ü.., Zaman Gazetesinin 22 Mayıs 2009 tarihli nüshasındaki köşesinde, "Hâkimi kim öptü?" başlığını taşıyan yazısında; davacıyı Ergenekon Terör Örgütü davası sanıklarından K.K.. ile ilişkilendirmiş, devamında da davacının temyiz edilerek Yargıtay incelemesinden geçen onama-bozma dosyalarına dair sayısal açıklamalarda bulunmuştur.
    Adı geçen davalı bu yazıyı, sayın Cumhurbaşkanımız hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ittihaz edilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın itirazına, davacının Sincan l.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak bakıp, takipsizlik kararını kaldırması üzerine kaleme almıştır.
    Davalılardan M.. Ü.. yazısı ile okuyucu üzerinde iki algıyı oluşturmaya çalışmıştır. İlk olarak, davacının yasadışı örgüt mensubu olmak suçundan yargılanan bir sanıkla öpüşecek kadar samimi bir yargıç olduğu izlenimini vermek istemiş, ikinci olarak ta o tarihte sadece Adalet Bakanlığı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda bulunan ve üçüncü kişilerce edinilmesi söz konusu olmayan mesleğiyle ilgili kişisel bilgiler hakkında gerçekle de örtüşmeyen sayısal bilgiler vermek suretiyle davacıyı hukuka ve kanuna aykırı keyfi kararlar veren başarısız bir hakim olduğunu göstermeyi ve böylece itibarını sarsmayı amaçlamıştır.
    Şu durumda; yazıyı eleştiri kapsamında değerlendirmenin ve sayısal bilgileri ayrıntı olarak görmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Davacı siyasi kişi değildir. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan bir yargı mensubudur. Kararı isabetli olmayabilir kaldı ki, yasa yoluna gidilmiş ve Yargıtay 11.Ceza Dairesi tarafından kararı bozulmuştur. Yargı kararları da hukuki eleştiriye tabi tutulabilir ancak, eleştiri kararı verenin şahsına yönelik olmamalı ve gerçek olmayan bilgilere dayanmamalıdır. Somut olayımızda ise, hukuka aykırılık oluşmuş, kişilik hakkına saldırı gerçekleşmiştir.
    Bu itibarla; yerel mahkeme kararının doğru ve yerinde olduğu, dolayısıyla onanması gerektiği inancıyla çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.24/02/2014





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi