21. Hukuk Dairesi 2014/2565 E. , 2015/1970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Ocak 1998-15 Nisan 2007 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Ocak/1998-15/04/2007 tarihleri arası eksik sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile davacının 10/02/2006-15/04/2007 tarihleri arası dönemde çalıştığının tespitine verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, işyerinin kuaför salonu olup, 1998-2006 arası dava dışı ... adına, 10/02/2006 tarihinden itibarende davalı işveren adına tescilli olduğu, davacı adına işe giriş bildirgesinin 24/03/2006 tarihinde davalı tarafından internet ortamında Kuruma verildiği, 24/03/2006-01/08/2006 tarihleri arası davalı tarafından bildirim yapıldığı, 2006/3-2007/4. aylar arası dönem bordrolarının getirtildiği, davalı tarafından gösterilen bordro tanığı ... beyanında, davacının 2006 yılında 6 ay kadar çalıştığını ve dükkan açmak için ayrıldığını, davacının gösterdiği bordro tanığı ise, tarih belirtmeden davacının davalı nezdinde çalıştığını, 2007 yılında davacının işyeri açmak amacıyla işyerinden ayrıldığını, diğer tanık beyanlarının ise net olmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, tanık beyanlarında geçen davacının işyeri açmak için ayrıldığı hususunun araştırılmadığı, dolayısıyla çalışma olgusu net bir şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle dosyadaki dönem bordrolarından tanıkları resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, vergi dairesi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarını almak, davacının işyeri açıp açmadığını vergi dairesi ve ilgili meslek odalarından sorarak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde bulundurulup araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."e iadesine, 09/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.