MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.07.2009 gün ve 55/148 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeni ile ... adına kayıtlı bulunan 144 ada 13 parsele ait tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., davacının satın aldığını iddia ettiği ... dışında başka mirasçıların da bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen yargılamaya katılan veya cevap veren olmamıştır.
Mahkemece, davacının taşınmazın yarısını ...mirasçılarından ...’den 25 yıl evvel satın aldığı ve o tarihten itibaren satın aldığı taşınmaz bölümünde malik sıfatı ile zilyet olduğu, taşınmazın kadastro öncesi tapusuz olması sebebiyle harici satışın mümkün olduğu, tapulu olsa bile 3402 sayılı Kanunun 13/B-b maddesi gereğince satış ile kazanma imkanı bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının kullanımında bulunan 14.7.2009 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 1147,84 m2 miktarındaki kısmın davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalıların tamamı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 25 yıl evvel satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
Dava konusu 144 ada 13 parsel 2006 yılında yapılan kadastro çalışmalarında arsa vasfı ve 2196,82 m2 yüzölçümlü olarak senetsizden, ölü olduğu ve mirasçılarının tesbit edilemediği gerekçesiyle ...oğlu ...adına tesbit edilmiş, tesbite yapılan itiraz sonunda ... Kadastro Mahkemesinde açılan davanın husumetten reddine ilişkin kararının temyiz edilmemesi üzerine 22.11.2007 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kaydı oluşmuştur.
Az yukarıda açıklandığı üzere davacı, ...oğlu ... ...’dan 25 yıl önce satın aldığını açıkladığı taşınmaz bölümünün iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dosya arasındaki aile nüfus kayıtlarına göre kayıt maliki ...12.12.2006, oğlu ... ... ise babasından önce 1.2.2000 tarihinde ölmüştür.
Davacı, dava konusu taşınmaz bölümünü 25 yıl önce ... ...’dan satın aldığını iddia ettiği tarihte taşınmaz ......’a ait olup, satın alma tarihinde ......’da sağdır. Satıcı ...oğlu ... satış tarihinde taşınmazın maliki olmadığı gibi babasının hayatta olması sebebiyle mirasçı durumunda da değildir. Bu durumda babası sağ iken oğlu ...’in, babasına ait taşınmazı üçüncü kişi durumundaki davacıya satması mümkün değildir. Diğer yandan satın alma tarihinde ...sağ olduğuna göre taşınmaz henüz miras malı durumunda da değildir. TMK.nun 678. maddesine göre bir mirasçının henüz açılmamış miras hakkında miras bırakanın katılması veya izni olmaksızın diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçersizdir. Davacı tarafından taşınmazın kayıt maliki ...tarafından ...’e bağışlandığı ya da satıldığı da iddia ve ispat edilemediğine göre davacının ...’den satın almasına değer verilme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacının ...’den satın aldığı ve satışın geçerli olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Açıklanan nedenle davalıların temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın isktek halinde temyiz eden davalılara iadesine 05.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.