17. Ceza Dairesi 2019/11711 E. , 2020/1502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi, kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
Sanık ...’ın adli sicil kaydının incelenmesinde, tekerrüre esas en ağır ilam niteliğinde olan Kozan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/404 Esas ve 2015/35 Karar sayılı 10/03/2015 kesinleşme tarihli TCK’nun 142/1-b maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasının bulunmasına rağmen sanık hakkında TCK’nun 58. maddesi hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)29/04/2015 tarihli yakalama tutanağına göre sanıkların yakalandığıda çalmış oldukları bir top kumaşı sakladıkları yeri göstererek suça konu kumaşın müştekiye soruşturma aşamasında iadesini sağladıkları ve müştekinin tüm zararını giderdikleri anlaşılmakla; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayini,
2)5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” biçimindeki hüküm ile de, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “Orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin, TCK’nun 61/1. maddesine uygun olarak, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
Öte yandan, sanığın sabıka kaydında geçmiş hükümlülüklerinin bulunması, koşullarının varlığı halinde tekerrür uygulamasında dikkate alınabilecek bir husus olup, TCK"nun 61. maddesinde sayılan temel cezanın belirlenmesi ölçütleri arasında bulunmadığından alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kullanılamayacaktır. Bununla birlikte sabıka kaydındaki geçmiş hükümlülükler ile bu hükümlülüklerin niteliği ve sayısının, aynı Kanun"un 61/1-f maddesinde yer alan “Failin kastının ağırlığı”nın belirlenmesi sırasında hakim tarafından gözönüne alınabilmesinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.
Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesine göre temel ceza belirlenirken “Suçun işleniş şekli, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar ve diğer özellikler gözetilerek” sanığa 5 yıl hapis cezası verildiği, diğer sanık ...’a ise aynı gerekçelerle teşdiden 6 yıl hapis cezası verildiği ve kararın gerekçesinde ise sanığa benzer suçlardan sabıkasının bulunması sebebiyle alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle teşdiden ceza verildiğinin belirtildiği, teşdit nedenleri olaya ve sanığa göre somutlaştırılmadan ve makul ve yeterli gerekçe de gösterilmeden atılı suçtan sanık ... hakkında kurulan hükümde “Suçun işleniş şekli, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar ve diğer özellikler gözetilerek” şeklindeki yetersiz gerekçeyle ve failin geçmiş mahkumiyetleri esas alınmak suretiyle teşdiden hüküm kurulmuş olması,
3)T.C. Anayasa Mahkemesinin, 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 04/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.