16. Hukuk Dairesi 2017/5599 E. , 2018/5609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 351 ada 1, 2, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16 parsel sayılı, sırasıyla 1.449.21, 1.057.65, 503.45, 894.32, 639.30, 540.80, 1.060.46, 1.053.14, 227.21, 1.168.35, 762.62, 376.46, 737.73, 736.95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 351 ada 1 parsel ..., 2 parsel ..., 4 parsel ..., 5 parsel ..., 6 parsel ..., 9 parsel ... ve arkadaşları, 10 parsel ..., 11 parsel ..., 12 parsel ..., 13 parsel ..., 14 parsel ..., 15 parsel ..., 16 parsel ... adına tespit ve tescil edilmiş, 8 parsel ise ... adına tespit edilmiş iken 22.12.2010 tarihinde ... ve arkadaşları adına intikalen tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazların toprak komisyonunca Hazine adına oluşturulan tapu kayıtları kapsamında kaldığını öne sürerek adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkamece, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 1967 tarihine kadar davalılar lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına oluşan 27.12.1967 tarih ve 152 sıra numaralı tapu kaydının oluştuğu güne kadar, satın alma yoluyla eklemeli olarak zilyetlikle edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu belirtilerek taşınmazların tespiti davalılar adına yapılmıştır. Davalı taraf, savunmalarında aynı tespit nedenlerini ileri sürmüşler ve birinci teşrin 1944 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydına dayanmışlardır. Davalı tarafın dayanak tapu kaydı, davalılar lehine olabileceği gibi, aleyhe delil olarakta değerlendirilebilir. Ancak; Mahkemece dayanak tapu kaydı ve tesisinden itibaren tüm tedavülleri dosyaya getirtilmemiş ve tapu kaydı yöntemince uygulanmamıştır. Ayrıca Hazine"nin dayandığı tapu kaydının tesisine esas belirtmelik tutanağı da dosya arasına getirtilmemiştir.
Hal böyle olunca doğru sonuca varabilmek için öncelikle, davalı tarafın dayandığı birinci teşrin 1944 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydı, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası dosyaya celp edilmeli davacı Hazinenin tutunduğu 27.12.1967 tarih ve 152 sıra numaralı tapu kaydının tesisine esas belirtmelik tutanağı Belediye Başkanlığı"ndan da sorulmak suretiyle araştırılmalı, bulunması halinde toprak tevzi çalışmaları sırasında bu taşınmaz yönünden herhangi bir kayıt ya da belgenin uygulanıp uygulanmadığı belirlenmeli, varsa tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, ayrıca komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile tespit dayanağı kayıt ve belgeler celbedilerek dosya ikmal edilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, fen bilirkişisi, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, taraf tanıkları, kadastro tespit bilirkişileri ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında davalı tarafın dayandığı tapu kaydı ile varsa belirtmelikte gösterilen kayıtlar ve ayrıca davacı Hazinenin tutunduğu tapu kaydının haritası ile kadastro paftası, sabit noktalardan ölçekler eşitlenmek suretiyle zemine uygulanmalı ve dava konusu taşınmazların tarafların tutundukları tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmelidir. Hazineye ait tapu kaydının dayanağı olan belirtmelik tutanağında, tapu kaydının Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, buna göre taşınmazın öncesinin zilyetlik yolu ile iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının belirlenmesi için, bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından, hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davalı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, davacı Hazine tapusunun kapsamında kalan bölümler yönünden kaydın oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanununun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle mülk edinme koşullarının davalı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.