21. Hukuk Dairesi 2019/1500 E. , 2020/486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
FERİ MÜDAHİL : Sosyal Güvenlik Kurumu Vek.Av. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının, davalıya ait işyerinde 04.04.1995 – 01.12.1998 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddine dair 19/11/2015 tarihli hükmü dairemizin 12/06/2017 tarih 2016/3215 esas 2017/5222 karar sayılı kararı ile ayakkabı sektöründeki kesat dönemler hususunda bilgisi olan uzman bir bilirkişi marifeti ile kesat dönemleri belirlemek, yine kesat dönemlerin belirlenmesi için ilgili odalar ve sendikalardan bilgi almak ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmak gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile; 49981077342 t.c kimlik ve 21654233 sigorta sicil nolu davacı ...’in 04/04/1995- 01/12/1998 tarihleri arasında sezon dönemleri hariç 1116 gün çalıştığı, 597 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 519 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.
1-Davanın, 6552 sayılı Yasanın 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen hükmün yürürlüğe girdiği 11/09/2014 tarihinden sonra açıldığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun bu hüküm gereğince davadaki sıfatının feri müdahil olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece verilen kararda Sosyal Güvenlik Kurumunun davalı olduğu belirtildikten sonra davacı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/son maddesindeki: “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü uyarınca hüküm fıkrasının infaza elverişli ve açık olması gerekmektedir.
./..
Hükümler davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık sona erer ve hüküm kesinleşince artık o uyuşmazlık hakkında yeni bir dava açılamaz. HMK"nun 297/son maddesi gereğince hüküm fıkrasının açık olması taraflara bahşedilen vazife ve haklar, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılmalı, hüküm infazı kabil olmalıdır. Dava açıldığı tarihteki şartlara göre karara bağlanmalı, şarta bağlı ve terditli hüküm kurulmamalı, hüküm fıkrasında asıl taleple birlikte yardımcı talepler hakkında da karar verilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece davacının davalıya ait işyerinde 04/04/1995 – 01/12/1998 tarihleri arasında sezon dönemleri hariç 1116 gün çalıştığı, 597 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 519 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine karar verilmiş ise de çalışılmadığı kabul edilen sezon dönemleri tarih olarak açıkça gösterilmediğinden kabul edilen sürelerin bildirilen süreler dışındaki hangi sürelere mal edilmesi gerektiği gösterilmediğinden hükmün bu hali ile infaz kabiliyetine haiz olduğundan da söz etmek mümkün değildir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve özellikle infaza elverişli hüküm kurulması için hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."a iadesine, 04/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.