11. Ceza Dairesi 2015/7227 E. , 2017/283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Kendisini ... olarak tanıtıp, bu isim adına cirolanan sahte çekleri kullandığı iddia ve kabul edilen sanık hakkında, Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 21.06.2012 tarih, 2012/1988 esas sayılı iddianamesi ile (Alaşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2013 tarih, 2012/274 – 2013/264 esas ve karar sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün Dairemizin 16.03.2016 tarihli kararı ile suça konu belgenin akıbeti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilen) 19.04.2008 tarihinde borçlusu ... olan 31.250 TL bedelli senedi sahte olarak düzenleyip kullandığı iddia edilerek kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, sanığın fiillerinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun tespiti bakımından, Alaşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/274 esas sayılı dosyasında bulunan ve bu davayı ilgilendiren tüm bilgi ve belgelerin okunaklı ve onaylı örneklerinin dosyaya intikali sağlandıktan sonra toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip, eylemlerin bir bütün halinde tek bir zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğunun kabulü halinde, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 gün ve 2014/847 Esas, 2016/123 Karar ilamında belirtildiği üzere, zincirleme suça dâhil olan bir suçtan bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak mahkemece; kesinleşen hükme konu eylem de gözönüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de,
a) 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu çeklerin farklı tarihlerde düzenlendiğine veya kullanıldığına dair kesin delil bulunmayıp, TCK"nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK"nun 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
b) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, sahte belgelerin en son kullanıldığı katılana verilme tarihi olan 2008 yılı Mayıs ayı yerine 2012 olarak yanlış gösterilmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.