21. Hukuk Dairesi 2014/1422 E. , 2015/2074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kurum tarafından 18.10.2011 tarihinden önceki döneme ilişkin uygulanan işe giriş bildirgesi, 18.03.2011 ve 2011/4,5,6,7,8,9 dönemlerine ait Ek Aylık Prim Hizmet Belgesi bildirim yükümlülüğünün iptalini,hüküm verilen kadarki dönemde, bildirim yükümlülüğüne ilişkin davalı kurum işlemlerinin ve icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı Kurum tarafından 18.10.2011 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak uygulanan işe giriş bildirgesi, 18.03.2011 ve 2011/4,5,6,7,8,9 dönemlerine ait ek aylık prim hizmet belgesi bildirim yükümlülüğünün iptalini, hüküm verilen kadarki dönemde bildirim yükümlülüğüne ilişkin davalı Kurum işlemlerinin ve icra takiplerinin durdurulmasını istemiştir.
Mahkemece; davacıya ait işyerinin 5510 Sayılı Kanun"a göre tescil edildiği 10.08.2011 tarihinin iptali ile 18.03.2011 tarihi itibariyle tesciline ilişkin işlemin iptaline, ... adına 18.03.2011 tarihinde işe giriş belirtilerek resen düzenlenen işe giriş bildirgesinin iptali ile sigortalı ..."nün 18.10.2011 tarihi itibariyle tesciline, Kurum tarafından resen düzenlenen 18.03.2011 tarihinden itibaren 2011/Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait ek aylık prim ve hizmet belgeleri ile buna dayalı para cezalarının iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurum kontrol memuru tarafından düzenlenen 01.11.2011 tarihli tutanakta; işyerinde fiilen ..."in çalıştıklarının tespit edildiği, tutanakta sadece Mustafa Güven"in imzası bulunduğu, ..."nün işe başlama tarihinin bu kişinin beyanına göre belirlendiği, kontrol memuru raporuna göre Kurum tarafından 05.12.2011 tarihli yazı ile davacıya; 01.11.2011 tarihinde kontrol memurları tarafından yapılan tespit sonucu düzenlenen 16.11.2011 tarihli rapor ile ... ( 01.11.2011 ), ... ( 18.03.2011 ) ve ..."in ( 17.10.2011 ) parantez içerisinde belirtilen tarihlerde işe girdiklerinin ve ..."in asgari ücret ile ..."nün ise 1.046,75 TL brüt ücret ile çalıştıklarının tespit edildiğinin, ancak işe giriş bildirgesi ile 2011/3-11 arası ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmediğinin anlaşıldığını bildirerek bunların 30 gün içerisinde verilmesini istediği, davacı tarafından istenilen belgeler verilmediği için davacıya idari para cezası düzenlendiği ve 22.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 26.12.2011 tarihinde itiraz edildiği, davacının itirazı üzerine komisyonun 04.11.2012 tarihli kararı ile; 18.090,00 TL"lik idari para cezasının 6.372,00 TL"sine itiraz edildiği belirtilerek davacının itirazının reddedildiği, red kararının 23.01.2012 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ... İdare Mahkemesi"nin 17.03.2012 Tarih ve 2012/299 E, 2012/471 K sayılı kararında; davacının 05.12.2011 tarih ve 011 sayılı 18.090,00 TL miktarlı idari para cezası ile eki olan aylık prim ve hizmet belgesi yükümlülüğünün iptalini ve 01.11.2011 tarihli tıtanakta yazılı 18.03.2011 tarihinin 18.10.2011 olarak düzeltilmesini talep ettiği, ancak dari yargının görev alanında bulunmayan “ aylık prim ve hizmet belgesi yükümlülüğünün iptalinin de idari para cezasının iptali talebi ile birlikte istenildiği ” belirtilerek dava dilekçesinin her iki talep için ayrı ayrı dava açılması için reddedildiği, İdare Mahkemesinin dilekçe red kararından sonra dava açılıp açılmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, vergi dairesi memurlarının düzenlediği 11.08.2011 tarihli tutanakta; davacının işyerini ... isimli kişiden 20.06.2011 tarihinde kiraladığının, davacının kuaför salonu işletmeye 22.06.2011 tarihinde başladığının ve kontrol tarihinde yanında ..."ın çalıştıklarının belirtildiği, davacının vergi levhasında da işe başlama tarihi 22.06.2011 tarihi olduğu, mahkemece dinlenilen ..."nün; ..."in kendisinden bir gün önce çalışmaya başladığını, kendisi işe başladığında Çiğdem"in çalışmakta olduğunu beyan ettiği, raporu hükme esas alınan bilirkişi tarafından 11.08.2011 tarihli yoklama fişi ve tanık ..."nün beyanını esas alarak hükümdeki gibi görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun"un 88. maddesidir.
Buna göre; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder. Hak edilen ancak, ödenmemiş olan ücretler üzerinden hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.
Somut olayda; davacı, davalı Kurum kontrol memurlarının 01.11.2011 tarihinde düzenledikleri tutanağa istinadan davalı Kurum tarafından 2011/Mart-Eylül ayları arasına ilişkin olarak prim ve hizmet belgesi verilmesine yönelik yükümlülüğün iptalini talep etmektedir. Ancak mahkemece tutanak aksinin ispatı hususunda yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; kontrol memuru tutanağında adı bulunan ..."i dinlemek, davacı tarafından işyerinin daha sonraki bir tarihte faaliyete geçtiği iddia edildiği halde, çalışanların işe giriş tarihlerinin kontrol memuru tutanağına neden önceki tarihli olarak geçtiğini sormak, zabıta marifeti ile ya da davalı Kurum"dan sorularak davaya konu dönemde davalı işyerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri dinleyerek işyerinin ne zaman faaliyete geçtiği, çalışanların özellikle ..."nün hangi tarihte çalışmaya başladığı hususunda detaylı beyanlarını almak, mahkemece verilecek kararın ..."nün hak alanını doğrudan etkilediği da göz önünde bulundurularak bu kişiyi davaya dahil etmek ve toplanan delillere göre varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.