3. Hukuk Dairesi 2016/21820 E. , 2018/8386 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; internet ortamından bulduğu davaya konu aracı almak için dava dışı .......isimli kişiyle görüşmeye geçtiğini, telefon görüşmeleri neticesinde satıcı ile anlaştığını, aracın satışını yapmak üzere .......giderek 01/05/2007 gün ......yevmiye numaralı sözleşme ile satın aldığını, satış bedeli olarak 10.200,00 TL verdiğini, satış masrafı olarak 201,46 TL"yi de notere ödediğini, aracın tescil işlemleri sırasında aracın çalıntı, ruhsatının sahte olduğunun ortaya çıktığını, kendisinin trafiğe çağrıldığını ve aracı ......e teslim ettiğini ileri sürerek, toplam 10.401,46 TL alacağının ticari faizi ile davalı noter ve noterin sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı noter ...; davacının internet ortamından araç almasının sağlıksız olduğunu, aracın satışı sırasında kendileri tarafından yapılan internet sorgulamasında mezkur araç ile ilgili hiçbir engelin olmadığı, satış için müsait olduğu bilgisine ulaşıldıktan sonra satış işleminin gerçekleştirildiğini, noterlikçe imkan ölçüsünde bütün özenin gösterildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; sigortalı noterin mahkeme kararı ile kusurlu bulunup tazminata mahkum edilmesi ve mahkeme kararının kesinleşmesi durumunda poliçe teminatının geçerlilik kazanacağını, işbu davanın kendilerine yöneltilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sahte olduğu iddia edilen araç ruhsatnamesi ile ilişik kesme belgesindeki araca ilişkin bilgilerin birbirine uygun olduğunu, ruhsatnamenin sahte olduğunun noter tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki noterin ve istihdam ettiği kişilerin ruhsatnamenin sahte olup olmadığı konusunda tahkikat yapma yükümlülükleri bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
./..
-2-
Mahkemece; noterlerin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ise de bunun sınırsız sorumluluk anlamına gelmediği üçüncü kişilerin ağır kusurları ile sebebiyet verdikleri zararlarda uygun illiyet bağının kesileceği, her ne kadar sahte sürücü belgesi aslı ele geçirilememiş ise de işleme dayanak diğer belgeler üzerinde yaptırılan Adli Tıp incelemesi sonucu belgelerin sahteliğinin ilk bakışta kolayca anlaşılmayacak mahiyette olduğu, faili meçhul kişinin bu şekilde aldatma kabiliyeti olan belgeler düzenleyerek zarara sebebiyet verdiği sabit olduğuna göre noterin eylemi ile zarar arasındaki uygun illiyet bağı kesilmiş bulunduğundan noterin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, ayrıca 01.05.2007 tarihli araç satış sözleşmesi tarihindeki ikinci el araç satışlarına ilişkin mevzuat ve kamu kurumları arasındaki internet sorgulama imkanlarının sınırlı olduğu gerekçesi ile davalı noter yönünden davanın reddine, poliçenin Özel şartlar bölümünün "d " bendinde teminatın, 3.şahıslar tarafından Noterler aleyhine açılan davaların dava sürecinin sona ermiş olması ve davanın kaybedildiğine dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı olması halinde geçerlik kazanacağının belirtildiği, bu durumda böyle bir karar bulunmadan davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği gerekçesi ile davalı ... yönünden de davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine dayalı, noterin kusursuz sorumluluğuna ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Noterlik Kanunu"nun 1.maddesinde; noterliğin bir kamu hizmeti niteliğinde bulunduğu, hukukî güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendiren bir kurum olduğu belirtilmiştir.
Görevi belge ve işlemlere resmiyet kazandırmak olan noterlerin yaptıkları işlemler dolayısıyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulması bir zorunluluk olarak kendini göstermektedir. Hâlen yürürlükte bulunan 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde noterlerin hukukî sorumlulukları hüküm altına alınmış ve bu maddede kusurdan söz edilmemiştir. Bu sebeple noterlerin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır....
Uygulamada; noterler aleyhine, en çok otomobil ve taşınmaz alım satımlarında meydana gelen zararlar bakımından dava açılmaktadır. Bu davalarda; aracın haksız zilyetleri tarafından kullanılan sahte kimlik, vekâletname veya araç trafik tescil belgelerinin sahteliğinin noterlerce ve çalışanları tarafından belirlenip belirlenmediği hususları araştırma konusu olabilmektedir. Tüm bu durumlarda noterin veya çalışanının kimlik veya belge üzerinde yeterli incelemeyi yapıp yapmadığı, dolayısıyla özen yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı araştırılmaktadır. Noterin ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için araştırma ve aydınlatma görevi vardır. Noterlik Kanunu"nun 72.maddesine göre; noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerinin tamamını öğrenmekle yükümlüdür. Bu cümleden olarak noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması
.....
noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir.
Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur.
Somut olayda; ......kimlik bilgileri kullanılarak tanzim edilmiş sahte sürücü belgesini kullanan kişi ve davacı arasında,.... giderek 01/05/2007 gün 02620 yevmiye numaralı sözleşme ile davaya konu aracın satışı işlemi yapılmıştır. Her ne kadar olaydan sonra sahte sürücü belgesi ele geçirilememiş ise de satış sözleşmesi arkasında fotokopisi bulunan ..... no.lu sahte sürücü belgesi ile ilgili yazılan müzekkereye İl Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazı ile; 338834 no.lu sürücü belgesinin ....adına olduğu......adına ise 11061 no.lu E sınıfı sürücü belgesi olduğu anlaşılmıştır.
Resmi işlem yapma görevini üstlenmiş olan noterin daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmakla birlikte olay tarihi itibariyle (01/05/2007) mernisin (kimlik paylaşım sistemi) noterlerin kullanıma açılıp açılmadığı, davalı noterin kimlik paylaşım sisteminden ya da başka herhangi bir sistemden araştırma yapabilme imkanı olup olmadığı, noterin bilgisayar/internet üzerinden yapacağı basit bir araştırma ile yukarıda anlatılan bilgilere ulaşıp ulaşamayacağı araştırılmamıştır.
O halde mahkemece noterler tarafından hangi tarihten itibaren kimlik paylaşım sisteminden araştırma yapılabildiği araştırılarak, bunun sonucuna göre davalılar hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
......