3. Hukuk Dairesi 2016/22019 E. , 2018/8463 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ......mevkii 40 no"lu parselde bulunan tarla cinsindeki taşınmazında bağ ve muhtelif sayıda badem ağacı bulunduğunu, 28.06.2014 tarihinde davalıya ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucu yangın çıktığını, delil tespiti yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 83.323,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; delil tespitini kabul etmediklerini, yangının değişik nedenlerden çıkmış olabileceğini, illiyet bağının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 27.05.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporunda %85 kusur oranına göre 70.826,55 TL olarak belirlenen zarar miktarına göre, davanın kısmen kabulüne 70.826,25 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 28.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
.....
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu incelendiğinde, yukarıda açıklanan yöntem uygulanmadan raporda 20-22 yaşlarında 60 adet badem ağacı ile 20-22 yaşlarındaki 285 adet bağ teveğinde oluşan toplam zarar bedelinin 83.325,00 TL olduğu belirtilmiş ise de, belirlenen bu zarar miktarının yukarıda ifade edildiği şekilde hesaplanmadığı, söz konusu bağ tevekleri ve badem ağaçları için yapılmış olan hasat, nakliye, gübreleme vb. masraflarının denetime elverişli şekilde raporda değerlendirilmediği, bu şekli ile de söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen hususlar ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,davaya konu edilen bağ teveği ve badem ağaçlarında meydana gelen zararı net bir şekilde ortaya koyacak,yukarıda ifade edilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte alanında uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınması suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....