3. Hukuk Dairesi 2016/20785 E. , 2018/8474 K.
"İçtihat Metni"..........
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ........ köyündeki iki taşınmazın maliki olduğunu, 196 parsel sayılı 90 dönümlük arazisini başka tarlalardan gelen akıntı sularıyla suladığını ve 60 dönümlük taşınmazını da başka kuyulardan veya ortaklarının suyuyla suladığını, arazisinde veya başka yerde kendisine ait tarımsal sulama kuyusu ve elektrik aboneliğinin olmadığını, buna rağmen davalı kurumun .......sistemi üzerinden ikinci ürün 90 dönüm mısır için dönümü 70,00 TL" den 6.300,00 TL elektrik borcu çıkardığını, borç nedeniyle ziraat bankasındaki 2013 mısır desteklemesi alacağına bloke konulduğunu ve halen bankaca ödeme yapılmadığını belirterek davalı kuruma elektrik borcu olmadığının tespitine ve haksız kesintinin iadesine karar verilmesini talep etmiş, 29/03/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle 1.000,00 TL gösterildiği dava değerini 3.279,74 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacının elektrik kullanmadan tarlasını sulayamayacağını, abonesiz olarak elektrik kullandığını, mevzuata uygun işlem ve tahakkuk yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu 272 parselin çekişmeli olmadığı, davacının 196 parsel deki destekleme hesabına bloke konulup daha sonra bu hesaptan dava tarihinden önce 16/09/2014 tarihinde Z02015 numaralı fişle davacının hesabından 3.279,74 TL tutarın ....... borcuna mahsup edildiği, bilirkişi raporlarına göre davacının 196 parseli kendi imkanlarıyla suladığı, herhangi bir elektrik enerjisi kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya 6.300 TL borçlu olmadığının tespiti ile hesabından davalı tarafça çekilen 3.279,74 TL tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
./..
-2-
2-) HMK 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça dava değeri olarak 1.000,00 TL gösterildiği, keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde 29/03/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, davanın konusunun sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasına dönüştürüldüğü belirtilerek dava değerinin 3.279,74 TL’ye yükseltildiği, mahkemece ise taleple bağlılık kuralına aykırı olarak davalıya 6.300,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmektedir.
O halde; mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince davacı tarafça talep edilen miktar dikkate alınarak taleple sınırlı olarak karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talep edilen miktarı aşan şekilde menfi tespite yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.......