22. Hukuk Dairesi 2017/12734 E. , 2018/12651 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, davalı şirkette 2011 Ekim ayından itibaren kamyon şoförü olarak çalışmaktayken, 20.05.2014 tarihinde iş akdinin davalı işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini beyanla, kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ücreti alacaklarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı haftanın 6 günü, ortalama 11 saat çalıştığını, bu seferler sırasında tüm gününün araç içinde geçtiğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek talepte bulunmuştur. Davacı ve davalı tanıklarınca, davacıya aylık sabit ücretin yanı sıra taşınan yükün 1 tonuna karşılık gelen taşıma ücretinin prim olarak ödendiği ifade edilmiştir. Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan takograf kayıtlarına göre yıl bazında belirlenen çalışma sürelerinden 270 saat düşülmek suretiyle kalan süre yönünden fazla çalışma ücreti hesap edilmiş ise de, davacının belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan işçi durumunda olmadığı, keza iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde hüküm bulunmadığı gözetilmeksizin, genellikle satış temsilcileri gibi belirlenen hedeflerin tutturulması karşılığında prim ödemesi yapılan çalışanlar bakımından geçerli uygulamalara göre değerlendirme yapılması hatalı olmuştur. Yapılması gereken, takograf kayıtlarına göre tespit edilen fazla çalışma saatlerine göre, imzalı bordrolarda tahakkuk olan aylar dışlanarak kalan dönem için hesaplama suretiyle sonuca gitmek şeklinde olmalıdır.
Mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan fazla çalışma ücretine ilişkin kurulan hüküm hatalı bulunup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.