22. Hukuk Dairesi 2018/7177 E. , 2018/12674 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile eksik ödenen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 13/06/2017 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, bozmadan sonraki hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bir çok hesaplama hatasının bulunduğu görülmektedir.
Öncelikle, mayıs 2010 ayı imzasız ücret bordrosundaki, fazla çalışma ücreti tahakkuku olan 173,93 TL’nin banka aracılığıyla ödendiği anlaşılmakta olup, bu halde anılan tahakkukun mahsup edilmemesi hatalı olmuştur.
01/07/2010-31/12/2010 tarihleri arası için yapılan hesaplamada, bilirkişi raporunda 1.207,32 TL fazla çalışma ücreti miktarı mahsup edilmiş ise de, ilgili tarih aralığındaki imzasız bordrolarda tahakkuk ettirilen ve banka aracılığıyla yapılan fazla çalışma ücreti ödemelerinin toplamı 1.459,47 TL’dir. Dolayısıyla, ilgili dönem için 1.459,47 TL mahsup edilmesi gerekirken, 1.207,32 TL’nin mahsup edilmesi yerinde değildir.
Ocak 2013 ayı bordrosunda sadece 49,31 TL fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunmasına rağmen, bilirkişi raporunda bu ay için hesaplanan tutardan 72,01 TL’nin mahsup edilmesi bir diğer hatalı yöndür.
Diğer taraftan, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından, dosyaya sunulan bir kısım bordrolarda, “Bayram/R.T. Mes. Tutar” açıklamasıyla, çalışma karşılığı olan ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkukları bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda, bu tahakkuklardan bir kısmının hiç nazara alınmaması, bir kısmının ise fazla çalışma ücretinden mahsup edilmek suretiyle hesaplamanın karıştırılması da hatalıdır.
01/01/2013-13/01/2013 tarihleri arasındaki onüç günlük sürede, sadece “1 ocak” günü genel tatili olmasına rağmen, bilirkişi raporunda bu tarih aralığı için üç ulusal bayram ve genel tatil günü bulunduğunun kabul edilmesi, bir diğer hatalı yöndür.
Mahkemece, belirtilen yönlerden hatalar içeren bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi yerinde değildir. Anılan sebeple, Dairemizin 13/06/2017 tarihli bozma ilamındaki açıklamalar gözden kaçırılmadan, hatalar giderilerek fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yeniden değerlendirilmelidir.
Kabule göre de; hüküm sonucunda, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına işletilecek faizin başlangıç tarihleri yönünden dava tarihi ve tamamlama harcının yatırıldığı tarih şeklinde ikili bir ayrıma gidilmiş ise de; davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığının ve dolayısıyla tüm tutarlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekliliğinin gözardı edilmesi de hatalı olmuştur.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/02/2012 tarihli ve 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı kararı ile Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtay"ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar, 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesi hükmüne uygun olmalıdır.
Mahkemece, eksik ödenen ücret ile hafta tatili ücreti alacaklarına yönelik talepler bakımından hüküm sonucu tesis edilmemesi, 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesine aykırıdır. Anılan sebeple, eksik ödenen ücret ile hafta tatili ücreti alacakları bakımından bozmadan önceki hükümde taleplerin reddine karar verildiği ve Dairemizin bozma ilamında bu yönlere ilişkin bir bozma sebebinin bulunmadığı dikkate alınarak, usulü kazanılmış hak ilkesinin gözetilmesiyle anılan talepler hakkında red hüküm sonucu tesis edilmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.