Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1862
Karar No: 2018/5705
Karar Tarihi: 11.10.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/1862 Esas 2018/5705 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/1862 E.  ,  2018/5705 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Uygulama kadastrosu sırasında ... Kasabası/Aşağı Mahallesi çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski ada 2224 parsel sayılı 29100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 239 ada 73 parsel numarasıyla ve 27.034,64 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 2222 parsel sayılı 10500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 239 ada 74 parsel numarasıyla ve 8.692,52 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 6818 parsel sayılı 13.533,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 239 ada 76 parsel numarasıyla ve 9.521,44 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 2112 parsel sayılı 33.100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 239 ada 71 parsel numarasıyla ve 31.553,63 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 2113 parsel sayılı 9000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 239 ada 72 parsel numarasıyla ve 10.272,17 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 239 ada 74 ve 76 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında mahkemece yapılan keşif sonrasında davacı Hazineye ait taşınmazın eksikliğinin uygulama kadastro sırasında yol olarak bırakılan taşınmaz ile 239 ada 71 ve 72 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı belirtilerek ..., ... ve arkadaşları ile ... ve müşterekleri davaya davalı olarak dahil edilmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 239 ada 74 ve 76 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tesciline, fen bilirkişiler tarafından hazırlanan 26.02.2015 havale tarihli rapor ve eki haritada (A) harfiyle gösterilen 788,26 metrekare yüzölçümündeki yolun, 239 ada 72 parsel sayılı taşınmazın (B) harfiyle gösterilen 544,37 metrekare yüzölçümündeki bölümün, 239 ada 71 parsel sayılı taşınmazın (C) harfiyle gösterilen 687,56 metrekare yüzölçümündeki bölümün ifrazıyla davacıya ait taşınmaza eklenmek suretiyle, davacıya ait 239 ada 73 parsel sayılı taşınmazın 29.054,87 metrekare, yüzölçümlü olarak tapuya tesciline, aynı rapor ve eki haritada 239 ada 72 parsel sayılı taşınmazın (D) harfiyle gösterilen 873,77 metrekare yüzölçümündeki bölüm ile 239 ada 71 parsel sayılı taşınmazın (E) harfiyle gösterilen 407,20 metrekare yüzölçümündeki bölümün taşınmazlardan ifrazıyla yol olarak terkinine, 239 ada 71 parsel sayılı taşınmazın 30.458,87 metrekare, 239 ada 72 parsel sayılı taşınmazın 8.854,03 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmamış, arazi (kullanım) kadastrosuna ait ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü cetveli, komşu parsellere ait kadastro ve uygulama kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilip uygulanmamış, mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmazlar arasındaki sınırın zeminde bulunan sabit nitelikteki duvar olduğunu belirttikleri halde bu sınır teknik bilirkişi raporunda gösterilmemiş, tesis kadastrosundan öncede bulunup bulunmadığı, bir diğer değişle sabit sınır teşkil edip etmediği yöntemince araştırılmamış, dava konusu taşınmazlar arasındaki sınır yenileme tespitinde sabit sınır tipinde, komisyon kararında ise geçerli sınır tipinde değerlendirildiği halde bu hususun nedenleri üzerinde de durulmamıştır. Yetersiz inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca; mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle denetime veri teşkil edecek orijinal ölçü krokisi, ölçü cetveli ve diğer belgeler getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yeniden ve yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde keşif yapılarak dava konusu taşınmazlar arasında bulunduğu belirtilen duvarın tesis kadastrosu sırasında mevcut olup olmadığı, sınırlandırmaya esas alınıp alınmadığı ve sabit sınır niteliğinde olup olmadığı mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmalı, ayrıca tesis kadastrosuna esas alınan ölçü krokisi ve diğer belgelerle de bu husus belirlenmeli, kısaca tesis kadastrosu sırasında ölçülen alanın neresi olduğu belirlenmeli, yapılacak keşfi ve uygulamaları denetlemek üzere üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece, yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden dahili davalı ..."na iadesine, 11.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi