9. Hukuk Dairesi 2016/3106 E. , 2016/8373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
...
DAVA : Davacı kıdem tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece bozma kararına uyularak kıdem tazminatı ile ücret alacağı ilk dava dilekçesindeki miktarlar üzerinden hüküm altına alınmıştır.
Gerekçeli kararda “ İLİŞKİLİ KİŞİ “ olarak adlandırılan ... vekili tavzih talebinde bulunmuştur vekilinin tavzih talebi, dilekçesinin üzerine yazılan derkenar ile “Talebin reddine “ denilerek gerekçesiz bir şekilde reddedilmiştir.
Asıl karar davanın taraflarınca temyiz edilmemiştir.
Tavzih talebinin reddine ilişkin karar kararda “ İLİŞKİLİ KİŞİ “ olarak adlandırılan ... vekili tarafından temyiz edilmekle dava dosyası için T.Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ... tarafından 05.07.2010 harç tarihli dilekçesi ile davalı ... aleyhine kıdem tazminatı ile ücret alacağının tahsili talebiyle dava açmış,
Mahkemenin 23.05.2011 tarihli ilk kararı Dairemizin 02.12.2013 gün ve 2011/44195 E. 2013/31606 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece bozma kararına uyulmuştur.
Bozma kararı sonrası yapılan duruşmanın 30.10.2014 tarihli celsesinde davacı ... emsal kararlar sunduğunu belirterek bilirkişi incelemesi talep etmiş,
Mahkemece hiçbir talep olmadığı halde “ ...’ ye dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine “ şeklinde gerekçesiz bir ara kararı oluşturulmuştur.
... gerekçeli karar başlığında “ İLİŞKİLİ KİŞİ “ olarak adlandırılmıştır.
Mahkemenin karar gerekçesinde de ... nin “ İLİŞKİLİ KİŞİ “ olarak adlandırılmasına ve “..’ ye dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine “ neden gerek görüldüğüne ilişkin hiçbir açıklama yapılmamıştır.
Dava dosyası incelendiğinde dava ile gerekçeli karar başlığında “ İLİŞKİLİ KİŞİ “ olarak adlandırılan ... arasında hiçbir ilişkiye rastlanılmamış, ... nin tavzih talebi de mahkemece tavzih talep dilekçesinin üzerine yazılan derkenar ile “ Talebin reddine “ denilerek gerekçesiz bir şekilde reddedildiğinden talebin reddi gerekçesi de anlaşılmamıştır.
T.C. Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve ... 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
Hükmün tashihi ( maddi hataların düzeltilmesi ) HMK. nun 304. maddesinde hükmün tashihi başlığı ile;
“ MADDE 304- (1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Tavzih müessesi HMK. nun 305. maddesinde hükmün tavzihi başlığı ile ;
MADDE 305- (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. şeklinde,
Tavzih talebi ve usulü ise HMK.nun 306. Maddesinde;
“ MADDE 306- (1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.
(2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.
(3) Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar. “ şeklinde düzenlenmiştir.
Bu Anayasal ve yasal düzenlemeler karşısında mahkemece ... vekilinin tavzih talebinin dilekçenin üzerine yazılan derkenar ile “ Talebin reddine “ denilerek gerekçesiz bir şekilde reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş ... vekilinin talebinin “HMK. nun 304. maddesinde düzenlenen hükmün tashihi “ mi, yoksa “HMK. nun 305. maddesinde düzenlenen hükmün tavzihi “ mi olduğuna ilişkin hukuki nitelemeyi yaparak, nitelemeye göre HMK. nun 304. yada 306. maddesindeki usulü uygulayarak talep hakkında gerekçeli bir karar vermektir.
Ayrıca dava tarihinin 08.09.2010 yerine 29.01.2014 olarak yazılmasıda hatalıdır.
Sonuç:
Gerekçeli kararda ilişkili kişi olarak nitelendirilerek dava ile ilişkilendirilen
.... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.04.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
....