MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 1952 yılında yapılan tapulama sırasında ... köyü (mahallesi) 10 parsel sayılı 4480 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz, daha sonra yörede 2012 yılında ilân edilen ve 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında yüzölçümü 3694.80 m² olarak düzeltilip, 105 ada 1 parsel sayısını almıştır.
Davacı ... Yönetimi vekili ... Kadastro Mahkemesine hitaben verdiği 31.01.2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ilçesi, ...köyünde bulunan 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşen ... kadastro sınırları içinde kaldığını, kadastro ekiplerinin kesinleşmiş ... sınırlarına uymadığını belirterek taşınmazın tapusunun iptali ile ... vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiş, kadastro mahkemesince verilen 11.04.2014 tarih ve 2013/39 - 2014/74 sayılı görevsizlik kararı üzerine dava dosyası ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu Aydın ili, ... ilçesi, ... mevkii, 105 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle ... vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1969 yılında seri bazda yapılıp 1970 yılında ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 1999 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. 1952 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu ile 2012 yılında gerçekleştirilen 22/2-a çalışmaları mevcuttur.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından kesinleşmiş ... tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tamamının ... tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 06/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.