19. Ceza Dairesi 2019/33681 E. , 2021/1714 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etme suçundan sanık ..."ın beraatine dair Beyoğlu (kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2010 tarihli ve 2009/791 esas, 2010/496 sayılı kararının sanık vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmesi üzerine sanığa yüklenen fiilin idari yaptırıma dönüşmesi sebebiyle dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/03/2012 tarihli ve 10-2011/222932 sayısı üzerine sanığın 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1. Maddesi gereğince, çek hesabı açmasının ve çek düzenlemesinin yasaklanmasına dair İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2012 tarihi ve 2012/504 esas, 2012/447 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 26.09.2019 gün ve 9490 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.10.2019 gün ve KYB. 2019/94983 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Beyoğlu (kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2010 tarihli ve 2009/791 esas, 2010/496 sayılı kararının sanık vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği ve dosyada aleyhe temyiz bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın iade edilmesini müteakip evvelce verilen beraat kararının sanık lehine kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozmaya konu dosyada, sanık hakkında yetkilisi olduğu şirket adına düzenlenmiş olan 05.09.2008 keşide tarihli çekin karşılıksız çıması üzerine, yapılan şikayet sonucu 04.08.2009 tarihli iddianame ile 3167 sayılı Kanun"un 16/1-3 maddelerinden cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yargılama sırasında 5941 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği, ilk derece mahkemesince 30.11.2010 tarihinde, çekteki imzanın sanığın eli ürünü olmadığından bahisle sanığın beraatine karar verildiği, sanık veya çek hesabı sahibi tüzel kişi hakkında herhangi bir yasaklama kararı (güvenlik tedbiri) verilmediği, hükmün sanık müdafi tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği, temyiz incelemesi sırasında 03.02.2012 tarihli 6273 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 5941 sayılı Kanun"a eklenen geçici 3/7. maddesiyle;
"(7) Bu Kanun hükümlerine göre suç karşılığı uygulananyaptırımı, idarî yaptırıma dönüştürülen fiiller nedeniyle,
a) Soruşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında Cumhuriyet başsavcılığınca,
b) Kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında mahkemece,
idarî yaptırım kararı verilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yargıtayın ilgili dairesinde bulunan dosyalar hakkında ise ilgili dairece, bu Kanuna göre işlem yapılmak üzere dava dosyası hükmü veren mahkemeye gönderilir ve bu mahkeme tarafından duruşma yapılmaksızın karar verilir.”
Hükümleri gereği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın, incelenmeksizin iadesine karar verildiği, bu kez aynı mahkemece sanığın beraatine dair kararın ortadan kaldırılmasıyla birlikte, 6273 sayılı Kanunla değişik 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesi gereği sanığın çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verildiği,
Ancak, hükme esas olan 6273 sayılı Kanunla değişik 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesinin;
“(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her birçekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bufıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tabi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi hâlinde de verilir.” hükmü içermesi karşısında;
Mahkemece çek hesabı sahibi tüzel kişinin yetkilisi olan sanık hakkında, çek düzenleme ve çek hesabı açma kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmekle, İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2012 tarihi ve 2012/504 esas, 2012/447 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4-d maddesi gereği BOZULMASINA, bozma nedenine göre; gerekçeli kararın HÜKÜM fıkrasının "2-" numaralı bendinin hükümden tamamen ÇIKARTILMASINA, hükmün bu haliyle infazına ve yasaklama hususunda ilgili kurumlara yazı yazılması hususlarının mahallinde yerine getirilmesine, 17.02.2021 tarihindetarihinde oy birliğiyle karar verildi.