3. Hukuk Dairesi 2016/20974 E. , 2018/8560 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,........mevkiinde 119 ada 6 no"lu parselde bulunan bağ cinsinde taşınmaz ve 119 ada 5 no"lu parselde bulunan tarla cinsinde taşınmazında 25/07/2015 tarihinde yangın meydana geldiğini,tespit dosyasında alınan elektrik bilirkişi raporunda yangının, davalı ....... ait iki ayrı noktaya çıkış yapan demir direğinin bağlantı hatasından dolayı tellerin birbirine çarpması sonucu oluşan kıvılcımlardan kaynaklandığının belirlendiğini ileri sürerek,fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla,şimdilik 500 TL tazminatın ve alacağın zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarih olan 25/07/2015 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kabulüne, 82.950,51 TL tazminatın 500,00 TL" sine dava tarihinden, geri kalan kısmına ıslah tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
./..
-2-
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu incelendiğinde,raporda 119 ada 5 parselde 15-20 yaşlarında 2 adet badem ağacının 119 ada 6 nolu parselde ise,15-20 yaşlarında 7 adet badem ağacı ile 10-15 yaşlarında 380 adet bağ teveğinde oluşan toplam zarar bedelinin 82.950,51 TL olduğu belirtilmiş ise de,belirlenen bu zarar miktarının yukarıda ifade edildiği şekilde hesaplanmadığı,söz konusu bağ tevekleri ve badem ağaçları için yapılmış olan hasat,nakliye,gübreleme vb. masraflarının denetime elverişli şekilde raporda değerlendirilmediği,bu şekli ile de söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı kuşkusuzdur.
3-Bundan ayrı olarak,elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarının fazla yüklenmesi, ürün sahibi kişilerin de olası yangın olaylarına karşı gerekli önlemleri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözetilerek, Borçlar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre mahkemece ayrıca hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece;yukarıda ifade edilen hususlar ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,davaya konu edilen bağ teveği ve badem ağaçlarında meydana gelen zararı net bir şekilde ortaya koyacak,yukarıda ifade edilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte alanında uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınması,belirlenecek tazminat tutarından Borçlar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......