3. Hukuk Dairesi 2016/21055 E. , 2018/8569 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalılar ...,... ve ... yönünden reddine; davalı ... Bilgeçatan yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... Bilgeçatan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı , 04/12/2008 tarihinde ...... para çekmek istediğinde hesabında bloke olduğunu ve bu blokenin aynı bankanın ......konulduğunu öğrendiğini,yaptığı araştırma ve savcılık soruşturması sonucunda davalı noter ... "ın görevlisi olduğu .......düzenlenen hisse devir sözleşmeleri ile diğer davalılara ait limited şirket hisselerinin kendisinin kimlik bilgileri kullanılarak devralındığını öğrendiğini,yine......düzenlenen 25/03/2008 gün ve ...... yevmiye no"lu nüfus cüzdanı suretiyle de ticaret odasında tescil işlemi yapılıp bankalardan çek karneleri alınarak kendisi adına hesaplar açtırıldığını, çeşitli kurumlara da borçlandırıldığını ileri sürerek, 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davanın zaman aşımına uğradığını,esas yönünden ise, olayda kusuru olmadığını, müracaat üzerine noter başkatibi tarafından davacının nüfus kimlik belgesinin kontrol edilerek işlemlerin yapıldığını, kimlik belgesinin davacıya ait olduğunu, bankalardan çek karnesi alınmasının noterlikle ilgisinin bulunmadığını, olayın failinin çek karnesi alırken şirket hisse devir belgesi ile değil davacıya ait kimlik belgesi ile hareket edilmiş olabileceğini, davacının uğradığı maddi zararı kanıtlaması gerektiğini, ayrıca noterlikçe yapılan işlem nedeniyle manevi zarar doğmasının da mümkün olmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
.....
Diğer davalılar, davaya konu şirketin .....ve ..."ye ait bir aile şirketi olup ..."nin ise bu şirketin müdürü olduğunu, ..."nin şirkette herhangi bir hissesinin bulunmaması ve yapılan işlemlerle ilgisinin olmaması sebebiyle davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeni de reddi gerektiğini, ayrıca kendisini Hakan olarak tanıtan bir kişinin ... denilen bir kişi ile birlikte gelerek şirketin satımı konusunda davalılar ile görüşüp anlaştıklarını,..... düzenlenen 28/01/2008 gün ve 946-947 yevmiye no"lu hisse devir sözleşmeleri ile satış işleminin gerçekleştirildiğini, kendilerinin sahte nüfus cüzdanı kullanıldığını savcılıkta öğrendiklerini, taraflarına yükletilecek bir kusurun bulunmadığını, noterden beklenmesi gereken dikkat ve özenin kendilerinden beklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece,davalılar.... ve ... hakkında açılan davanın reddine; davalı ... aleyhinde açılan davanın kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 30/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalıdan tahsiline; davalı ... ..... hakkında açılan davanın fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili ile davalı ... ..... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm,davalı ... .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava;davacının sahte kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle davalı noterde diğer davalılar tarafından yapılan şirket hisselerinin devri neticesinde davacının uğradığı iddia edilen maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine göre; ""Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar"". Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu Kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Diğer taraftan Noterlik Yasası"nın 72.maddesi gereğince noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tam öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir.
Somut olayda;davalılardan.....hissedarı oldukları şirketin hisse devri için gazete ilanı verdikleri,bu ilan üzerine davacının adını kullanan şahsın davalılar.....ile görüşerek şirket hisselerinin devri hususunda anlaştıkları,sonrasında ise davalı ..."in noterlik görevini icra ettiğ.... giderek 28/01/2008 tarihli şirket hisse devir sözleşmelerini düzenledikleri,sözleşmelerin davacıya ait sahte nüfus cüzdanı kullanılarak gerçekleştirildiği,bu yapılan hisse devir işlemleri ve sahte nüfus cüzdanı ile davacı adına
......
banka hesapları açtırıldığı,çek karneleri alındığı,davacının çeşitli kurumlara borçlandırıldığı dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile sabittir.
Mahkemece her ne kadar davacının maddi tazminat talebi yönünden, ""davacı hakkında 44 civarında dava açılmış olduğu ,bu davalar nedeniyle de harcamalar yapmak zorunda kaldığı"" gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de,dosya kapsamında davacı vekilince sunulan davacı hakkında açıldığı iddia edilen davalara ilişkin dava esas numaraları dışında herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı,yine davacı vekilince maddi zarar taleplerine ilişkin dosyaya sunulan dilekçe dışında zararı ispat edecek herhangi bir belgenin dosyada yer almadığı açık olmakla,mahkemece davacı vekiline maddi tazminat talebine ilişkin ispata yarar delilleri dosyaya sunması için süre verilerek sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,herhangi bir delil sunulmadan maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bundan ayrı olarak,Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Somut olayda ise;yukarıda ifade edilen yasa hükmü ve açıklamalar incelendiğinde de görüleceği üzere,davacının malvarlığı yönünden zarara uğradığı kuşkusuz olmakla,eldeki bu davada manevi tazminat istem koşullarının bulunmadığı açıktır.
Bu itibarla,davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm,davalı ... ..... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı ... ...... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....