20. Hukuk Dairesi 2016/12959 E. , 2017/1904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07/03/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi, diğer tarftan davacı Nusterrin Yıldırım vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 20/02/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile davacıya ait ... köyü 265 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, ... Yönetimi tarafından açılan dava sonucunda,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/122-2004/115 sayılı kararı ile ... niteliğiyle ... adına tesciline karar verildiğini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000.-TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 03/12/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 1.629.854,68.-TL olarak ıslah etmiş, adli yardımdan yararlanması nedeniyle ıslah harcı yatırmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, 1.629.854,68.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, dava tarihi itibarıyla emsal satış yöntemine göre hesaplanan değeri dikkate alınmak suretiyle karar verilmiştir.
Kural olarak; 6098 sayılı Borçlar Kanununun 49. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklanan tazmini sorumluluk, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte doğar ve zamanaşımı süresi başlar. 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin varlığının kabulünde; tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararların karşılanması amacını güden Devletin tazmini sorumluğu ise; mülkiyetin sona ermesi veya mülkten yararlanma hakkına açık ve kesin müdahalenin gerçekleştiği; somut olayda, taşınmazın ... sınırı içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptali kararının kesinleştiği tarihte başlar. Bu durumda, taşınmazın makul ve gerçek değerinin saptanmasında dava tarihi değil, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğduğu tarih esas alınmalıdır.
Tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmaz; başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
Çekişmeli taşınmazın iptal edilen tapu kaydında cinsi tarla olarak belirtilmiş olup, belediye başkanlığından gönderilen yazıda, yalnızca belediye hizmetlerinden faydalandığı belirtilmiş, tapunun iptal edildiği tarihli imar planındaki konumu, meskun mahalde olup olmadığı, belediye hizmetlerinin hangisinden faydalandığı açıklanmamıştır. Keşif sırasında zapta geçen mahkeme gözlemine göre de; taşınmazda mıcır dökülü olup, yer yer kayalık ve palamut ağaçlı yer olduğu belirtilmiştir.
Tapu kaydında tarla niteliğinde olan taşınmazın ... sınırı içinde kalması nedeniyle mahkemece, hükmen tapu kaydı iptal edildiğine göre; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde ve Kanunun ilgili yönetmeliğinde belirtilen yönteme göre ve ayrıca 11/03/1983 tarih, 1983/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17/04/1998 tarih ve 1996/3 E. - 1998/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararındaki ölçütler çerçevesinde; ... sınırı içinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ya da olumsuz etkileri tartışılmalı, belediye hizmetlerinin hangisinden faydalandığı, tapunun iptal tarihinde imar planı içinde olup olmadığı, çevrede yapılaşma olup olmadığı araştırılmalı, arsa niteliğinde olduğu kabul edilirse; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde re"sen emsal araştırması ve bunların kayıtlarının celbi yoluna gidilmeli ve fen elemanı ile inşaat, bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile taşınmaz başında yeniden keşif ve inceleme yapılarak rapor alınmalı, çevre parsellerden tazminat davasına konu olanların raporlarından yararlanılmalı, değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, satışına ilişkin belgeler ilgili Tapu Müdürlüğünden; Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenmeli; taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilirse, ziraat bilirkişilerden oluşturulacak kurul aracılığıyla net gelir yöntemine göre hesaplama yaptırılmalı ve değerlendirme tarihi itibarıyla, incelenen ürünlerin verim ve maliyet tabloları ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek rapor denetlenmeli, bu şekilde yapılacak incelemenin sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Bu şekilde araştırma, inceleme yapılmadan, ayrıca tapu iptali tescil kararının kesinleştiği tarih yerine, dava tarihine göre değer biçen yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi, doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 07/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.