3. Hukuk Dairesi 2016/21158 E. , 2018/8572 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar......yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde yapılan vasiyetnamenin usule, kanuna, ilgili mevzuata ve gerçeğe aykırı düzenlendiğini,vasiyetnamede vasiyetçi olarak yer alan .....kendilerinin anneanneleri olduğunu,murisin 1923 doğumlu olup, yaklaşık 90 yaşında vefat ettiğini, 2006 yılı içinde, 83 yaşındayken iki kez felç geçirdiğini ve..... tedavi gördüğünü,geçirdiği felçlerden sonra zaten 83 gibi ileri bir yaşa sahip olan murisin fiziksel ve zihinsel olarak tek başına hayatını idame ettiremez duruma geldiğini, dava konusu vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte de murisin temyiz kudretinden yoksun olduğunu ileri sürerek,davaya konu vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davacıların murisin mirasçıları olduğunu,muris hakkında uzman hekim raporu olduğunu, murisin amacının kendisine bakan gelini ..."yi onore etmek ve ona karşı vefa borcunu ödemek olduğunu,davacıların aynı zamanda ...... Mahkemesinin 2015/109 Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin eşi aleyhine muvazaa sebebiyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, tapu iptal davasının sonucu bu davayı da etkileyeceğinden ötürü davanın beklemeye alınmasını talep ettiklerini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,TMK 557. maddede iptal şartlarının düzenlenmiş olduğu,davaya konu vasiyetnamenin ise maddede belirtilen iptal şartlarını taşımadığı, aynı kanunun 532,533 ve 534. maddelerinde belirtilen usule uygun olarak düzenlendiği ve murisin vasiyetnamenin düzenlenme tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğunun ..... raporuyla sabit olduğu gerekçe
./..
-2-
gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim, Medeni Kanunu"nun "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9.madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10.maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir. "Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13.maddesinde "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanunun 15.maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımdan doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, tıbbi belge, film grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur.
Bunun yanında, her ne kadar, HMK.nun 282.maddesinde belirtildiği gibi bilirkişilerin "rey ve mütalaası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, akıl zayıflığı gibi psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle ..... rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz.
Somut olaya bakıldığında ise,muris ...... tedavi evraklarının temini için ...... müzekkere yazıldığı ve müzekkereye cevap verilmemesi üzerine tekid yazılarının yazıldığı,mahkemenin 10.12.2015 tarihli celsesinde söz konusu müzekkereye cevap verildiği belirtilmesine rağmen cevabi yazının dosya içerisinde yer almadığı,yine dosyanın bu celseden sonraki 21.01.2016 tarihinde .....sevkedildiği,dosya kapsamında yer alan ...... 13.04.2016 tarihli raporu
./..
-3-
incelendiğinde ise; sadece vasiyetnamenin düzenlemesi sırasında alınan 12.09.2007 tarih...... raporu ile ölüm formu ve adli psikiyatriyi ilgilendiren hususların incelendiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, murisin felç geçirdiğini ve buna ilişkin tedavi evraklarının .... bulunduğunu ileri sürmüş olmakla,murise ait tüm tedavi evraklarının ilgili hastane ve var ise diğer hastane ve sağlık kuruluşlarından temini sağlandıktan sonra dosyanın rapor için ..... sevki sağlanmalıdır.Söz konusu eksiklikler tam olarak giderilmeden eksik inceleme ile verilen rapora dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......