Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10584
Karar No: 2018/5124
Karar Tarihi: 16.05.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10584 Esas 2018/5124 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/10584 E.  ,  2018/5124 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili; 15/11/2010 tarihinde davalı ..."un malik ve sürücüsü olduğu ...şirketine trafik ... poliçesi ile sigortalı vasıtanın sebebiyet verdiği trafik kazasında müvekkili ..."nün yaralandığını, uzunca bir süre tedavisi için hastaneye gidip gelmek zorunda kaldığını, Borçlar Kanununun 47.maddesi hükmü gereğince manevi tazminat talep ettiklerini belirterek, 10.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden bu yana işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."tan tahsil edilmesine, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL tedavi ve yol ulaşım masrafının, 400,00 TL iş göremezlik tazminatının davalı ... şirketinin sorumluluğu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere davalı ... şirketinden, diğer davalıdan olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...vekili; dava konusu olaya sebebiyet verdiği iddia edilen vasıtanın müvekkili şirket nezdinde mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup bu poliçe gereği müvekkili şirketin sorumluluğunun limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin davanın kabulü halinde, mahkeme masraf,ı vekalet ücreti ve harçtan limiti ile orantılı olarak sorumlu olacağını, davanın açılmasına müvekkili şirketin sebep olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 52.433,93 TL maddi tazminatın 400,00 TL"sinin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, kalanın ıslah tarihinden yasal faizi ile birlikte davalılardan ... ve ...den (... Şirketinin limitle bağlı ve dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin de kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacının maluliyetinin ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha ... manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş, hükmün davacı lehine bozulması gerekmiştir.
    2-2918 sayılı ....’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya ... takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
    Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, ... şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
    Somut olayda davalı ... şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı için en erken dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile, tazminat alacağının tamamı için belirlenen temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-Yargılama sırasında davacı vekili talep etmiş olduğu tedavi gideri ile yol gideri talebinden feragat etmiştir. Buna rağmen mahkemece dahili davalı ... Başkanlığı’nın yargılama gideri ve bakiye harçtan diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulması doğru değil bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 52.433,93 TL maddi tazminatın davalı ...’tan olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalı ...den poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine” ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının 3. ve 4. bendinde yer alan “davalılardan” ibaresinin “davalı ...’tan” şeklinde düzeltilmesine ve maddi tazminat yönü ile hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



























    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi