14. Hukuk Dairesi 2016/19094 E. , 2017/3931 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen 18.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.05.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı gelmedi. Karşı taraftan davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili 29.07.2008 tarihli dilekçesi ile; 909 parsel (ifrazen 455 ada 1 ve 2 sayılı parsellerde) taşınmaz malikleri ... ve ..."e vekaleten İbrahim Döner; ..."a vekaleten... ile yüklenici sıfatıyla hareket eden... ve...arasında 22/10/1999 tarih ve 021583 yevmiye numarasıyla sözleşme imzalandığını, taraflar arasında 05/10/2004 tarihinde ikinci ek bir sözleşme imzalandığını, ek sözleşmeden sonra yüklenicilerden...un diğer yüklenici... muvafakatname alarak davacı ile söz konusu inşaatın B Blok 3 (tapuda garaj cinsli) ve 4 (tapuda pansiyon cinsli) ve kat irtifakı suretiyle 12.08.2005 tarihinde davalı arsa sahibi ... adına kayıtlı dairelerinin alım-satımı için rezervasyon ve satış sözleşmesini davalı yüklenici ...ve sahibi olduğu davalı ...Şirketi ile 25.07.2005 tarihli yazılı satış sözleşmesi imzalandığı, 11.07.2005 tarihli belge ile diğer davalı yüklenici ..."ın satışa onay verdiğini, toplam 79.200 GBP (... ödeme yapıldığını beyanla öncelikle satışı yapılan iki adet bağımsız bölümün iptal ve tescili mümkün olmadığı takdirde davacı tarafından ödenen 79.200 GBP"nin dövize uygulanacak olan yasal faizi ve cezai şart ile birlikte tahsilini istemiştir)
Bir kısım davalılar arsa sahipleri vekili, yüklenicilerin edimlerini yerine getirmediklerini, bu nedenle 2008/617-2012/93 sayılı dosyada inşaat sözleşmesinin feshine karar verildiğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 10.12.2013 tarihinde onandığını, bu nedenle de feshedilmiş sözleşme gereğince tapu iptali tescil davasının açılamayacağını, davacının yükleniciye ödediği bedeli yüklenicilerden talep edebileceğini, nispi harcın ikmali ile davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ... vekili, davalı ile davacı arasında imzalanan bir sözleşmenin bulunmadığını, bu nedenle de davalının davacıya karşı bir sorumluluğunun da bulunmadığını, diğer yüklenici ile garantör-kefil şirket arasında imzalanan sözleşmeden ise müvekkilinin kendisine tebliğ edilen dava dilekçesi ile haberdar olduğunu, müvekkilinin sadece arsa sahipleri ile... arasında imzalanan sözleşmede taraf olduğunu, ancak kesinlikle şirket ortağı yada temsilicisi olarak yer almadığını, inşaatlar için gerekli yapı ruhsatı alamadıkları için diğer yüklenici ile müvekkilinin 31.12. 2004 tarihinde adi ortaklıklarına ve inşaat faaliyetine son verdiklerini bunun da vergi dairesinin 05.08.2011 tarihli resmi cevabı ile sabit olduğunu; ayrıca, müvekkilinin arsa sahipleri ile yüklenici arasında imzalanan 05/10/2004 tarihli ek sözleşmede imzasının bulunmadığını, yani müvekkilinin, davacı ile yüklenici ... ve sahibi olduğu garantör şirket arasında imzalanan sözleşmeyle hiçbir ilgisinin olmadığını, ayrıca davacıların beyan ettiği 11.07.2005 tarihli belgenin aslının bulunmadığı gibi imzanın kendisine ait olmadığını, açıklanan nedenlerle; açılan davanın müvekkili açısından reddini, diğer davalı yüklenici ...n 2001/158 sayılı ceza dosyasında özel evrakta sahtecilik suçundan yargılandığını beyanla davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Davalı yüklenici 03.04.2013 tarihli dilekçesi ile diğer davalı ... ..."ın hadiseler ve olaylarla hiçbir ilişkisi ve sorumluluğu olmadığını bildirmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının bütün davalılar aleyhine açtığı tapu iptali tescil davasının reddine, davacının alacak davasının kısmen kabulü ile 79.200,00 GBP"nin dava tarihinden itibaren GBP hesabına açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan faiz oranından yürütülerek yasal faizi ile birlikte davalılar...Ltd. Şti. Ve...dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının cezai şart isteminin reddine, davacının diğer davalılara yönelik alacak davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ...a verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.