20. Hukuk Dairesi 2015/12841 E. , 2017/1957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... Yönetimi ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 22/10/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ili, Merkez ilçesi, ... mahallesindeki, Horobeyte mevkiinde bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında ... adına tespit ve tescil edilen 673 ada 23 parsel sayılı taşınmazın, irsen intikal, kazandırıcı zamanaşımı, ekonomik amaca uygun zilyetlik koşullarının oluştuğu iddiasıyla kadastrodan önceki hukuksal nedene dayanarak ... adına olan tapu kaydının kısmen iptaline ve ekte sundukları teknik eleman vasıtasıyla haricen çizdikleri ve arazilerini gösterir krokide belirtilen (A1) ve (A2) harfli alanlarının müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi, 673 ada 23 parselde kain taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişileri raporunda (B) harfi ile gösterilen 3.811,62 m2"lik kısmının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile son parsel numarası ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterdikleri 13.568,24 m2"lik alan yönünden davacının tapu iptal ve tescil davasının reddi ile bu alanın tespit gibi ... vasfı ile ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından dava konusu taşınmazın tamamının ... vasfında olduğu gerekçesiyle, davalı ... tarafından kararın eksik araştırma ve inceleme sonucunda verildiğinden bahisle temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastrodan önceki hukuksal nedene dayalı tapı iptal ve tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede arazi kadastrosu 2002 yılında yapılmış, dava konusu 673 ada 23 parsel sayılı taşınmaz hali arazi vasfıyla 121170,25 m2 yüzölçümüyle ... adına tespit edilmiş, 11/05/2005 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece fen bilirkişileri raporuyla tespit edilip (B) harfi ile gösterilen 3.811,62 m2"lik kısmın 3. sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğu, tarımsal üretime elverişli olduğu, taşınmazda karışık meyve bahçesi (incir, armut, erik) olduğu ve bağcılık yapıldığı, bu kısımda yer alan meyve ağaçlarının ortalama 8-10 yaşlarında olduğu ve uzun yıllardan beri tarımsal faaliyet yapıldığı, ... sayılan yerlerden olmadığı, bu yönleriyle taşınmazın bu kısmının özel
mülkiyete konu olabilecek nitelikte olduğu, taşınmazın davacıya babasından, babasına da atalarından kaldığı, miras paylaşımı sonucunda dava konusu yerlerin davacıya kaldığı, taşınmazların tespit tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla bir süredir davacı tarafından kullanıldığı, 3402 sayılı Kanundaki senetsizden zilyetlikle taşınmazın iktisabı hususundaki tüm şartların davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle bu kısım açısından davanın kabulüne karar verilmiş ise de karar, usul ve kanuna ve dosyadaki tespitlere uygun değildir. Şöyle ki; 13/05/2014 tarihli ... bilirkişi raporunun ikinci sayfasının hava fotoğrafı incelemesi başlıklı bölümünde çekişmeli taşınmazın 1973 tarihli hava fotoğrafında çevresinin ve kısmen taşınmazın bulunduğu alanın meşe çalılıkları ile kaplı olduğu, 1984 yılı hava fotoğrafında ise çevresindeki ... ile bir bütünlük oluşturduğu ve bitki formasyonu olarak meşe baltalığının olduğu, 2001 yılı hava fotoğrafında bitki formasyonu olarak meşe çalılıklarının olduğu ve arazide toprak işlemesinin olmadığı belirtilmiş, 19/11/2014 tarihli ziraat bilirkişisi ve mülk bilirkişisi tarafından düzenlenen müşterek bilirkişi raporunun birinci sayfasının “6) Sonuç” başlıklı bölümünde (B) harfi ile gösterilen taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların “ortalama 8-10 yaşlarında olduğu” belirtilmiştir. Bu tespitler karşısında dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin taşınmazın zilyetlikle kazanmaya elverişli nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının davasının tümden reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de, dava tapu iptali ve tescile ilişkin olduğuna, çekişmeli taşınmazın fiilen tapuda kayıtlı bulunmasına karşılık, taşınmazın iptal edilmeyen (B) bölümünün mükerrer sicil oluşturulacak şekilde yeniden tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... Yönetimi ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/03/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.