3. Hukuk Dairesi 2016/21296 E. , 2018/8658 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki bağışlamadan rücü davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile yurt dışı işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi amacıyla 26.12.2014 tarihinde resmi nikah kıydıklarını, 27.12.2014 tarihinde gerçekleşen nişan merasiminde davalıya 44.225 TL değerinde ziynet eşyası takıldığını, bu esnada düğün tarihininde kararlaştırıldığını, devam eden süreçte davalının ağır kusuru nedeniyle boşanma davası ikame ettiğini, ardından davalının da karşı dava olarak boşanma davası açtığını, bu davaların halen sonuçlanmadığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaz ise 44.225 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, nişanda takılan ziynet eşyalarının hediye niteliğinde olduğunu, dolayısıyla davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında gerçekleştirilen nişan merasimi sırasında davalıya takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davaların Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğu iddiasıyla, davacı tarafından davalıya takılan ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.
İşin esasının incelenmesinde, öncelikle yasal mevzuatın belirtilmesinde yarar bulunmaktadır.
./..
-2-
TMK"nun 118. maddesi uyarınca nişanlanma; karşılıklı evlenme vaadi içeren, aile hukukuna özgü bir sözleşmedir. Nişan sözleşmesi birbiriyle evlenmek isteyen kadın ve erkeğin bu husustaki iradelerini açıklamalarıyla meydana gelir. Taraflar iradelerini şekle bağlı veya üstü örtülü olarak açıklayabilirler.
TBK"nun 285. maddesinin 1. fıkrasına göre bağışlama sözleşmesi; bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağışlama, hukukî işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlenmediğinden, bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme, kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir.
Evlenmeden önce veya sonra eşlerin birbirlerine bağışta bulunmaları geçerlidir. Bu nedenle, hukuken bağış niteliğinde olan ziynet eşyaları, TBK"nun 295. maddesinde belirtilen nedenlerin oluşması durumunda, bağıştan dönülmek suretiyle geri istenebilir. Bu halde, görevli mahkeme aile mahkemesi değil, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; tarafların 26.12.2014 tarihinde evlendikleri anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, dava dilekçesinde evlenmeden sonra 27.12.2014 tarihinde nişan merasimi yapıldığı bildirilmiş ise de, yapılan bu işlem nişan olmayıp, takı takma merasimidir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
....