Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4904
Karar No: 2018/12998
Karar Tarihi: 24.5.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/4904 Esas 2018/12998 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/4904 E.  ,  2018/12998 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin 20.10.2015 tarihinde feshedileceğinin fesih yazısı ile müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshine sebep olabilecek davranışının olmadığını...sözleşmesinin fesih nedeni olarak işletmenin kapandığı gerekçe gösterilmiş ise de davalının iş alanlarının bu işletme ile sınırlı olmadığını, feshin son çare olma ilkesine uyulmadığını belirterek müvekkilinin işe iadesi ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; müvekkili Bakanlık ile diğer davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisinin bulunmadığını, huzurdaki davanın ... AŞ. tarafından tesis edilen işlem nedeni ile açıldığını savunarak, husumet itirazında bulunmuş, hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden de davanın reddine karar verilmesini; davalı ... AŞ. Vekili; işçilerin işten çıkartılma nedeninin çay ocaklarının kapatılması ve bu işçilerin şirketin herhangi bir biriminde çalıştırılma olanağının bulunmaması olduğunu, işten çıkartılan işçilerin tüm işçi alacaklarının tam ve eksiksiz olarak şirket tarafından ödendiğini, tesislerden gelen gelirin kesilmesi sonucu çay ocaklarının her yıl zarar ettiğini, bu nedenle çay ocaklarının kapatıldığını, feshe son çare olarak başvurulduğunu savunarak; davalı Dösimm vekili ise; davacının Dösimm personeli olmadığından taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; işten çıkartılan 44 kişiden 25"inin işe geri alındığı, davalı şirketçe yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı, zira davacının, alt işveren olan davalı ... Tic. ve AŞ. işçisi olarak, davalı asıl işverenler olarak ... ve Dösimm Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü"ne ait işyerinde çalıştığı, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş,davalılar Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dösimm Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalılar Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dösimm Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü Vekillerinin temyiz etmesi üzerine Dairemizce, davalı ... Tic. ve AŞ. ile diğer davalılar, Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, alt işveren üst işveren ilişkisinin de bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği itibari ile hasılat kirası olduğunun kabulü ile davacının ...Turizm ve Tic. ve AŞ." deki işe iadesi ile mali sonuçların ...Turizm ve Tic. ve AŞ."ye yükletilmesine karar verilmesi gerektiği kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararlarının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Dösimm Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü vekili, Dairemizin bu ilamına ... kendilerine yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilip lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle maddi hatanın giderilmesi talebinde bulunmuş olup dilekçesi incelendi.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
    Dosya içeriğine göre; Dairemizce ...Turizm ve Tic. ve AŞ ile diğer davalılar, Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, alt işveren üst işveren ilişkisinin de bulunmadığı, aradaki ilişkinin niteliği itibari ile hasılat kirası olduğunun kabulüne karşın Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı"na yönelik açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmediği anlaşılmıştır. Dairemizin 5.6.2017 tarihli ve 2017/34037 Esas, 2017/13047 karar sayılı kararının bu yönü ile maddi hataya dayandığı anlaşıldığından ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
    Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı, davalılar arasında muvazaa olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinde işletmenin, işyerinin veya işin gerekleri kavramına yer verilmiş, işletmesel karar kavramından söz edilmemiştir. İşveren yönetim hakkı kapsamında amaç ve içeriğini belirlemekte serbest olduğu kararlar alabilir. Geniş anlamda işletmesel karar işçinin iş sözleşmesinin feshi dahil olmak üzere işverenin işletme, işyeri ile ilgili ve işin düzenlenmesi konusunda bu kapsamda aldığı her türlü karardır.
    İşletmenin işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan fesihte yargısal denetim yapılabilmesi için mutlaka bir işletmesel karar gerekir...sözleşmesinin iş, işyeri veya işletme gereklerine dayalı olarak feshi işletmesel kararın sonucu olarak gerçekleşir. İşletmesel karar çerçevesinde fesih işlemi değişen durumlara ... işverenin tepkisidir. Bu kararlar işyeri ve işletme içi veya dışından doğabilir. Bu nedenler işçinin işyerinde çalışmaya devam etmesi gerekliliğini doğrudan veya dolaylı olarak ortadan kaldırıyorsa dikkate alınmalıdır.
    İşçinin iş ilişkisinin feshine ... açan işletme... sebepleri piyasa olayları belirler. İşletmenin doğrudan doğruya etkisinin olmadığı bütün sebepler işletme... sebeplerdir. Siparişlerdeki azalma, pazarlama güçlükleri, satış ve sürümde azalma, hammadde yokluğu, ... sıkıntısı, kamu işyerlerinde ödenek yetersizliği, meteorolojik sebepler işletme... sebeplere örnek gösterilebilir. İşletme... sebepler işletme gereklerine dayanan fesih için işyerinde işgücü fazlasına neden olmuşsa önem arz eder. İşveren işletme... sebeplerin zorunlu kıldığı işletmesel süreçteki yapısal değişimi somut olarak ortaya koyarak iş gücünde azalmaya ... açtığını kanıtlamalıdır. Bir başka anlatımla işveren maddi olguları işçilerin itirazlarını karşılayacak ve mahkemelerce denetlenebilmesine imkan sağlayacak şekilde somut ve ayrıntılı olarak ortaya koymalıdır. İşletme... sebeplerin doğrudan doğruya etkisinin olduğu durumlarda ileri sürülen işletme... sebep fiilen mevcut olduğunda ve işçinin çalışmaya devam etme olanağını ortadan kaldırdığında İş Kanunu’nun 18. maddesine gereğince fesih geçerli bir sebebe dayanır. İşletme... sebebin mevcut olup olmadığı ve bu sebeplerin işletmenin işgücü ihtiyacına doğrudan doğruya etkileri mahkemelerce denetlenebilir. Mahkeme işletme... sebebin işletmedeki iş miktarına ve işçi sayısına etkisini ve ölçüsünü belirler. İşveren işletme... sebeplerin varlığına dayanırsa fesih gerekçesi yönünden kendisini bağlar. İşveren işe iade davasında işletme... sebeplerin kendisi tarafından iddia edilen kapsam ve yoğunlukta fiilen mevcut olduğunu kanıtlamalıdır. İşveren işletme... sebeplerle işyerinde işçi sayısının azaltılması arasındaki bağlantıları ortaya koymalıdır. Yeniden yapılanma kararı işletme gereklerine dayanan fesihle sonuçlanırsa işletme... sebepler işçilerin işletmedeki işyerlerini kaybetmelerinin doğrudan değil, dolaylı sebebi olur. Bu durumda iş sözleşmesinin feshini doğrudan sebebini yapısal karar ve tedbirler oluşturur.
    İşletme içi sebepler işverenin işletme yönetiminin esasını teşkil eden işletme politikasını gerçekleştirmek için teknik, organizasyon ve ekonomik sahada aldığı bütün işletmesel tedbirlerdir. İşveren işletmenin organizasyon yapısı ve üretimle ilgili düzenleme yapma hakkını kullanmaktadır. Rasyonalizasyon tedbirleri, üretimin durdurulması veya üretimde değişiklik yapılması, masrafların kısılması, yeni çalışma, imalat ve üretim metotlarının uygulamaya sokulması veya değiştirilmesi, yeni bir pazarlama sisteminin uygulamaya sokulması, yarım gün çalışmayı tam gün çalışmaya dönüştürme, işlerin, işyerinin tam gün çalışılan yerlerinde mi yoksa kısmi süreli çalışılan yerlerde mi yapılacağının karara bağlanması, vardiya usulü çalışma sistemine geçilmesi, çalışma sürelerinin azaltılması, çalışma sürecinde reorganizasyona gidilerek çalışma yoğunluğunun arttırılması, işyerinin verimsiz çalışması veya kazancının azalması, işyeri sahalarının veya bölümlerinin birleştirilmesi, üretimin bir kısmının yurt dışına kaydırılması, belirli faaliyetlerin başka firmalara (outsourcing) veya alt işverene aktarılması, işletmenin üretim kapasitesinin düşürülmesi, işletme veya işyerinin kapatılması, işletmenin bir bölümünün veya servisinin kapatılması, kazancın arttırılması, yeni çalışma sistemlerinin uygulamaya sokulması gibi organizasyona yönelik değişiklikler işverenin işgücünü süresiz azaltma kararı işletme içi sebep olarak nitelendirilen işletmesel kararlara örnek olarak verilebilir. İşletme içi sebeplerden kaynaklanan fesihlerde işveren hangi tedbirleri aldığını ve bu tedbirlerin iş sözleşmesi feshedilen işçinin işine nasıl etki ettiğini ortaya koymak zorundadır. İşveren işletme içi tedbirlerin, amaca uygunluğunu ve gerekliliğini gerekçelendirmek zorunda değildir. İşletme içi sebeplere dayanılarak yapılan fesihlerde işletmesel kararın fiilen uygulamaya geçirilip geçirilmediği ve feshi ihbar süresinin geçmesiyle birlikte işçinin işyerinde çalışma imkânının ortadan kalkıp kalkmadığı irdelenmelidir. İşveren organizasyona yönelik veya teknik hangi tedbiri aldığını ve bu tedbirin uygulanmasıyla iş sözleşmesi feshedilen işçinin işine nasıl olumsuz yönde etki ettiğini açıkça ortaya koymalıdır.
    İşletmesel karar söz konusu olduğunda kararın yararlı veya amaca uygun olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılamaz. Kısaca işletmesel kararlar yerindelik denetimine tabi tutulamaz. İşverenin serbestçe işletmesel karar alabilmesi ve bunun kural olarak yargı denetimi dışında tutulması şüphesiz bu kararların hukuk düzeni tarafından öngörülen sınırlar içinde kalınarak alınmış olmalarına bağlıdır.
    İş Kanunu’nun 20. maddesinin 2. fıkrasında feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken feshin biçimsel koşullarına uyduğunu içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli veya haklı nedene dayandığını kanıtlamalıdır. Bu kapsamda işveren fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlamalıdır.
    İşverenin dayandığı fesih sebebinin geçerli veya haklı olduğunu uygun delillerle inandırıcı bir biçimde ortaya koyması ispat yükümlülüğünün yerine getirilmiş sayılması bakımından yeterlidir. Ancak işçi feshin işverenin dayandığı ve uygun kanıtlarla inandırıcı bir biçimde ortaya koyduğu sebebe değil sendikal neden, eşitlik ilkesine aykırılık gibi başka bir sebebe dayandığını ileri sürerse iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    Feshin işletme işyeri ve işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle yapıldığı ileri sürüldüğünde bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, işgörme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi,feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
    İşletmesel kararın amacı ve içeriğini belirlemekte özgür olan işveren, işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirin feshi gerekli kıldığını ve feshin geçerli nedenini oluşturduğunu kanıtlamalıdır. İşletmesel kararın amacı ve içeriğini serbestçe belirleyen işveren geçerli neden teşkil eden ve ayrıca istihdam fazlası doğuran tedbire ilişkin kararı sürekli ve kalıcı şekilde uygulamalıdır. İş sözleşmesinin feshiyle takip edilen amaca uygun daha hafif somut belirli tedbirlerin mevcut olup olmadığı değerlendirilmelidir. Feshin kaçınılmazlığı ekonomik açıdan değil teknik denetim kapsamında bu kararın hukuka uygun olup olmadığı ve işçinin çalışma olanağını ortadan kaldırıp kaldırmadığı yönünde kısaca feshin son çare olması ilkesi çerçevesinde yapılmalıdır.
    Dosya içeriğinden, çay servis elemanı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, davalı ... AŞ. tarafından “Çay ocakları işletmesinin devamlı zarar etmesi nedeniyle 20 Eylül 2015 tarihi itibariyle çay ocakları işletmelerimizin kapanış kararı alınmıştır. Bu nedenle iş akdiniz 20.09.2015 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshedilmiştir.” gerekçesi ile feshedildiği anlaşılmaktadır. Davalı, feshi işletmesel bir nedene dayandırmaktadır. Çay ocağının davalı ...Ş. tarafından kapatılmasından sonra ihale ile başka firmaya devredildiği, işten çıkarılan işçilerin bir kısmının tekrar işe başlatılması nedeniyle mahkemece feshin geçerli sebebe dayanmadığı kabul edilmiş olup, davalı ... Tic. ve AŞ. kararı temyiz etmediğinden bu hususta inceleme yapılmamıştır.
    Öte yandan, alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
    İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren- alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir.
    Muvazaa, Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatma kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrasında sözü edilen hususların adi kanuni karine olduğu ve aksinin ispatlanmasının mümkün olduğu kabul edilmelidir.
    5538 sayılı Kanun ile 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesine bazı fıkralar eklenmiş ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla sermayesinin yarısından fazlasının kamuya ait olduğu ortaklıklara dair ayrık durumlar tanınmıştır. Bununla birlikte maddenin diğer hükümleri değişikliğe tabi tutulmadığından, asıl işveren- alt işveren ilişkisinin ögeleri ve muvazaa ögeleri değişmemiştir. Öyle ki, alt işverene verilmesi mümkün olmayan bir işin bırakılması ya da muvazaalı bir ilişki içine girilmesi halinde işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçileri olarak işlem görecekleri 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. fıkrasında açık biçimde öngörülmüştür. Kamu işverenleri bakımından farklı bir uygulamaya gidilmesi hukuken korunmaz. Gerçekten muvazaalı ilişkide işçi, gerçek işverenin işçisi ise, kıdem ve unvanının dışında bir kadro karşılığı çalışması ve diğer işçilerle aynı ücreti talep edememesi, 4857 sayılı Kanun"un 5. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Yine şartların oluşmasına rağmen işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanamaması, anayasal temeli olan sendikal hakları engelleyen bir durumdur.
    Dosya içeriğinden, ...Turizm ve Tic. ve AŞ."nin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu ve %48,9 hissesinin DÖSİMM"e ait olduğu, aralarında davacının çalıştığı çay ocaklarının işletilmesi konusunda protokol ve kira sözleşmeleri düzenlendiği, davalılar Kültür ve Turizm Bakanlığı ile DÖSİMM nezdindeki çay ocaklarının davalı ... Tic. ve AŞ. tarafından kiralandığı, kira sözleşmesine konu çay ocaklarının ...Turizm ve Tic. ve AŞ.Yönetim Kurulu’nun 17.08.2015 tarihli kararıyla, DÖSİMM ve Bakanlık temsilcilerinin muhalif oyu ile oyçokluğuyla kapatılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı ... Tic. ve AŞ.’nin çay ocakları şeklindeki işletmelerinin diğer davalılar bünyesinde olduğu ihtilaf konusu değildir. Bu durum sunulan kira sözleşmelerinden de anlaşılmaktadır. İşletmelerin diğer davalılara ait bina ve eklerinde bulunması tek başına davalı taraflar arasında alt işveren üst işveren ilişkisinin veya taraflar arasında muvazaalı işlem olduğunu kanıtlamaya yeterli değildir. Alt işveren üst işveren veya muvaazalı ilişki olduğuna dair diğer koşulların ve bu koşulların varlığını kanıtlayan delillerin bulunması gerekir. Dosyada yer alan kayıt ve belgelerden diğer davalılara ait bina ve eklentilerinde bulunan çay ocaklarının davalı ... Tic. ve AŞ. tarafından kiralandığı, çay ocaklarının kapatılması konusunda davalılardan DÖSİMM ile Bakanlığın muhalif olmasına rağmen ...Turizm ve Tic. ve AŞ. yönetim kurulunun kendi başına aldığı kararla, bu iradesini uygulamaya koyduğu dikkate alındığında davacının çalıştığı çay ocakları işletmelerinin davalı ... Tic. ve AŞ. sevk ve idaresinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Yukarıda izah edilen hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı ... Tic. ve AŞ. ile diğer davalılar, Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, alt işveren üst işveren ilişkisinin de bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği itibari ile hasılat kirası olduğu kabulü ile davacının ...Turizm ve Tic. ve AŞ. deki işe iadesine ve işe iadenin mali sonuçlarının ...Turizm ve Tic. ve AŞ."ye yükletilmesine; diğer davalılar Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı"na yönelik davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunun kabulü, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince de davalılar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi olmayıp aralarında organik bağın olduğu gerekçesi ile mali sonuçlardan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir..
    HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nin 7.2.2017 tarih, 2017/181 Esas ve 2017/203 Karar sayılı ve ... 15...Mahkemesi"nin 20.10.2016 tarih ve 2015/1250 ve 2016/400 Karar sayılı ilamlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının ...Turizm ve Tic. ve AŞ.’ye ait işyerindeki İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı ... Tic. ve AŞ. tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalı ... Tic. ve AŞ. tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
    5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL karar ve ilam harcının davalı ... Tic. ve AŞ."den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre belirlenen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalı ... Tic. ve AŞ."den alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafça sarf edilen, 238,00 TL yargılama giderinin davalı ... Tic. ve AŞ."den alınıp davacıya verilmesine, bu davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8-Davalılar Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre belirlenen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM)"e verilmesine, davalı Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) tarafından yapılan 307,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
    9-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
    10- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
    11-Dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine; karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine; 24.5.2018 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi